AK Parti Samsun 66. Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi. Toplantıya, Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Turan Çakır, AK Parti Samsun İl Başkanı Muharrem Göksel, ilçe belediye başkanları, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Rabia Bay Keser, AK Parti Samsun Gençlik Kolları Başkanı Caner Göktepe ve partililer katıldı.

"KENDİ YAPTIKLARI SOYKIRIMI OSMANLI YAPTI DİYEREK LANSE ETMEK İSTİYORLAR"
Konuşmasına başlarken Hocalı katliamına değinen AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel, "24 yıl önce 26 Şubat 1992 tarihinde Azeri kardeşlerimize Ermeniler tarafından uygulanan soykırımı kınayarak ve Hocalı'daki katliamda hayatını kaybeden tüm Azeri kardeşlerimize Allah'tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Hepimizin başı sağolsun. Umuyoruz ki, Karabağ Bölgesi birgün yeniden Azeri kardeşlerimizin yaşadığı bir Türk yurdu olur. Azeri kardeşlerimiz unutmasınlar ki, onların yaşadıkları acıyı, biz de en derin duygularımızla yaşıyoruz. Ermenilerin yaptığı katliamların sadece bir tanesi Karabağ'dır. Biliyorsunuz, Osmanlı İmparatorluğu'nun içinde yaşayan Ermeniler, Osmanlı'nın son döneminde Osmanlı'ya ihanet ederek, Ruslarla beraber olmuş ve doğuda büyük bir soykırım gerçekleştirmişlerdir. Bu ihanetin sonucunda Osmanlı Devleti, Ermeni ve Rus işbirliğine karşı mücadele başlatmış ve bu mücadeleden başarı elde etmiştir. Osmanlı askerinin yaptığı bu mertçe savaş sonucu Ermeniler büyük kayıplar vermiştir. Bu olaydan sonra Ermeniler dünyaya, Osmanlı Devleti tarafından kendilerine soykırım yapıldığını iddia etmişlerdir. Lobi faaliyetleri yaparak da bunu dünya ülkelerine kabul ettirme çalışmalarına hala devam ediyorlar. Biz, dinimizin emrettiği gibi, aman dileyene zulüm etmez ve silah doğrultmayız. Vicdanlı oluruz. Vatan hainlerini ise affetmeyiz. Vicdandan haberi olmayan bu milletler, kendi yaptıkları soykırımı Osmanlı yaptı diyerek lanse etmek istiyorlar" dedi.

"28 ŞUBAT, MUHAFAZAKAR KESİME KARŞI UYGULANMIŞ BİR CADI AVIDIR"
Türkiye'nin tarihi boyunca darbeler ve ihtilallerle karşı karşıya kaldığını ifade eden Göksel, "Demokrasi karşıtı uygulamalarla rencide edilmiş bir ülke olmasıdır. Bu demokrasi karşıtı uygulamalardan birisi de 28 Şubat sürecidir. Necmettin Erbakan'ın Başbakan, Tansu Çiller'in Dışişleri Bakanı olduğu, 28 Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli süreç olarak tanımlanan 28 Şubat süreci; Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve bu kararların uygulanması sırasında Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan baskılarla hatırlanır. Bu süreçte yaşananlar, post-modern darbenin en basit örneğidir. Bu dönem, başta başörtüsü gibi ayrımcı uygulamalara ve insan hakları ihlallerine sahne olmuş; başörtülü öğrenciler okullardan atılmış, ikna odaları kurulup başlarını açmaları için zorlanmış ve çok sayıda kamu personeli işinden çıkartılmıştır. 28 Şubat, irticayla mücadele adı altında muhafazakar kesime karşı uygulanmış bir cadı avıdır. İnsanların hürriyetine, özgürlüklerine yönelik bu post-modern darbeyi şiddetle kınıyoruz. Ayrıca, o dönemin Başbakanı olan Necmettin Erbakan'ın da dün 5. ölüm yıldönümüydü. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.

"SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNİ NASIL ENGELLERİZİN HESAPLARI YAPILIYOR"
1 Kasım seçimlerinden başarısızlıkla çıkan parti ve grupların, terörü hortlamak için bir takım oluşumlarla ortaya çıktığını söyleyen Başkan Göksel, "Ankara'da yaşanan patlama ise terör vahşetinin son örneğidir. Ankara patlamasında hayatını kaybeden sivil ve askeri vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Ayrıca doğu ve güneydoğuda şehit olan güvenlik güçlerimize Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Vatandaşımızın huzuru ve güvenliği için, bu terörü bitireceğiz. Devletimiz, ülkemizin güneydoğusunda sokağa çıkma yasaklarını koydu. Bu yasaklar, orada yaşayan vatandaşlarımızın mağduriyeti için değil, huzuru için güvenliği için konuldu ancak bu durum HDP tarafından çarpıtılıyor. Terörü hortlatmak isteyenler baktılar ki PKK'nın sonu geliyor yeni senaryolarla Türkiye'yi nasıl karıştırabiliriz ve terörü nasıl Türkiye'de yaygınlaştırabilirizin hesabını yapıyorlar. Türkiye'de yeni bir anayasa süreci başlatılırken bu olayların çoğalmasının bir anlamı var. Sistem değişikliğini nasıl engellerizin hesapları yapılıyor. Birileri istemese de milletimiz bu duruma duyarsız kalmayacaktır. Bunlar Türkiye'yi ve Türkiye'nin yükselişini engelleyemeyecekler" şeklinde konuştu.

"BU SİYASİ PARTİ VE SİYASİ LİDER AYAKTA ALKIŞLANIR"
Türkiye'de yürürlükte olan anayasal sistemin, AK Parti'nin dirayeti ve hüsnüniyetli yaklaşımlarıyla yürüdüğünü ifade eden Göksel, "Artık bu sistem Türkiye'yi taşıyamıyor. Türkiye'yi taşıyabilecek bir sisteme geçmemiz şart. Bunu Allah'ın da yardımıyla halkımız gerçekleştirecektir. Biz bugüne kadar hem yerelde hem genelde birçok seçim yaşadık ve her seçimde oyumuzu arttırdık. Bu ülkenin refahı ve huzuru için AK Parti büyük bir sorumlulukla çalışmalarını ve hizmetlerini sürdürüyor. 2002 yılından bu yana hiçbir seçimi kaybetmedik ve 13 küsür yıldır iktidar olmamıza rağmen AK Parti halen yüzde 50 oy alabiliyorsa, bu siyasi parti ve siyasi lider ayakta alkışlanır" diye konuştu.

"AK PARTİ'DE DÜRÜST SİYASET YAPILMALIDIR"
AK Parti teşkilatlarının gücü, direnci ve çalışkanlığının bir kez daha ortaya çıktığını belirten Göksel, "Bunu her zaman söylüyorum. Biz teşkilatlar bir oldukça, diri oldukça önümüzde hiçbir engel kalmaz. Tüm engelleri yıkıp geçeriz. AK Parti'de neden ve nasıl siyaset yapılmalıdır. Bunu kendi kendine soranlar ya da etrafınızda sizlere soranlar vardır. AK Parti'de dürüst siyaset yapılmalıdır. AK Parti'nin dinamik bir teşkilat yapısı var. Bizler her seçimden sonra eksiklerimizi masaya yatırıp bir sonraki seçimin hesaplarını yapıyoruz. Bizler teşkilatçılık sistemini doğru işletmeliyiz. Çünkü AK Parti'nin omuzlarındaki yük oldukça fazla ve biz teşkilatlarımızla, milletimizle birçok sorunun çözüme kavuşması için hep birlikte tek yürek olmak zorundayız. Teşkilatlar olarak, her zaman önümüze bir hedef koymamız gerekiyor. AK Partili olarak ortak bir davaya hizmet etmeliyiz. Teşkilatın ve teşkilatçılığın özü de budur. Teşkilatçılığın bir diğer özelliği de omuz omuza vererek koordineli çalışma şekli olmasıdır. Samsun'da 17 ilçe belediyesinin 16'sı AK Partili'dir. Belediyelerimiz ve ilçe başkanlıklarımız, koordineli bir şekilde projelerini yapmalı, ilçenin sorunlarını dile getirmeli ve çözümü noktasında ortaklaşa hareket etmelidirler. Bizim ayrımız gayrımız olamaz" şeklinde konuştu.