Şırnak'ın Şenoba
İlçesi kırsalında
yüksek gerilim hattına
çarparak düşen
helikopterde
bulunan Merzifonlu Pilot Üsteğmen
Abdülmüttalip Kesikbaş'ın
eşi Gizem, 8 aylık hamileydi...
Kahraman pilot,
bölücü teröristlerle
mücadelede,
"Gözüm arkada kalmasın"
diye
eşi Gizem Kesikbaş'ı, Samsun'a
ailesinin
yanına göndermişti...
Öyle ya hamile eşi,
annesi ve yakınlarının
yanında daha rahat ederdi...
Kahraman pilot Abdülmüttalip Kesikbaş,
eşinin doğumundan sonra
fırsat bulabilirse
Samsun'a gelecekti...
Gizem Kesikbaş,
ilk değildi. Onun gibi
yüzlerce genç kadın,
doğum beklerken,
acı haberle sarsılmıştı...
Şehitlerimiz için
hepimizin içi yanıyor...
Ancak, babalarını
hiç tanımadan
dünyaya gelecek olan
o yavruları düşünmek,
insanı kahrediyor...
O bebekler dillenmeye başladığında, "Herkesin babası var,
benimki nerede?"
derse, nasıl bir cevap verilebilir?..
Çocuktur, soracak ve
ısrarla
cevabı bekleyecektir...
"Şehit oldu" dedik ve
ekledik...
"Onlara ölü demeyin, şehitler diridir"
ayetini o yaştaki çocuğa
nasıl izah edebiliriz?..
Ya da "Ölüm ne demek anne"
dediğinde,
babasını bir daha
göremeyeceğini söylemek
öyle kolay mıdır?..
Allah yardımcıları olsun!..
Şehitlerin eş ve çocukları
bu millete emanettir...
Ancak, onların içinde
baba sevgisini tatmadan
büyüyecek çocuklar,
bütün ruh halimi altüst ediyor...
Bizler bile
bu yaşımızda, "Keşke babam sağ olsaydı"
diye sızlanıyorsak...
Gerisini hesap edin
artık!..
Takdir-i ilahi elbette...
Dua etmekten
başka elden
bir şey gelmiyor...
Devlet; şehit ailelerine
gereken
desteği veriyor...
Allah, devlete zeval vermesin ama
baba sevgisinden
mahrum yaşamanın
acısını, hiçbir şey dindiremiyor...
Şehitlerimize Allah'tan rahmet,
ailelerine sabır, milletimize de
başsağlığı diliyorum...