Kesikbaş, eşinin çocuğuna 'Gökçe' isminin verilmesini vasiyet ettiğini söyledi.
Şehit Pilot Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş, Şırnak'ıın Uludere ilçesi Şenoba beldesinden birlikleri denetlemek amacıyla kalkan ve 3 dakika sonra düşen helikopterde şehit olan 13 askerden biriydi. Merzifonlu şehidin en çok istediği şeylerden biri şehit olmaktı. Ortaokuldan beri şehit olmak istediğini söyleyen Şehit Pilot Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş, 29 yaşında şehitlik mertebesine ulaştı. Ailesinde erken ölümlerin olduğunu nişanlılık döneminde eşine söyleyen şehit Pilot Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş, evlendikten iki yıl sonra şehit oldu.
Abdulmuttalip'in vatanına milletine bağlı çok iyi bir asker ve eş olduğunu belirten Gizem Kesikbaş, 'Yine olsa yine onunla evlenirdim' dedi. Kazanın olduğu gün eşinin oruçlu olduğunu belirten Gizem Kesikbaş, en son iftardan sonra göreve çıkmadan önce konuştuklarını söyledi. Kızının doğumunu göremeyen şehit Pilot Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş, kızına 'Gökçe' adının verilmesini vasiyet etmiş.

''Ben şehit olacağım' diyordu'
1 Mayıs 2015 yılında evlendiklerini anlatan Gizem Kesikbaş, 'Eşimin görev yeri İzmir'di. Orada yaşıyorduk. Her şey çok güzeldi. İki yıl bana o kadar güzel bir hayat verdi ki, bir insan bu kadar iyi olamaz. Çok iyi anlaşıyorduk. Eşim babası erken yaşta, madende göçükte hayatını kaybetmişti. Dedesi de erken yaşta vefat etmişti. Amcası da erken yaşta şehit olmuştu. Benim eşim şehit olmayı çok isteyen bir insandı. Daha 13-14 yaşlarında şehit olmayı istediğini ortaokul arkadaşlarına söylüyormuş. Vatan millet sevgisi çok fazla olan bir insandı. Biz nişanlıyken 'bizde erken ölüm var' demişti bana. Beni biraz uyardı diyebilirim aslında. Bunu bilemezdik ama onunla yaşayacağımız her güne değerdi. 'Ben şehit olacağım' diyordu. Hissediyordu herhalde' diye konuştu.

'Komutan gelerek 'başınız sağ olsun' dedi'
Helikopterle havalanmadan 5 dakika önce eşiyle konuştuğunu belirten Gizem Kesikbaş, 'Aradım... 'Nasılsın, iyi misin?' dedim ona. O da oruçluymuş. O gün neler yaptığını anlattı. 'Orucumuzu açtık, şimdi göreve uçuşa gidiyorum aşkım, 23.30 gibi işim biter' dedi. En son benimle konuştu herhalde. Gayet iyiydi sesi. Çok güzel vedalaştık. Ben de ona 'iyi uçuşlar' dedim. Ondan sonra ben evdeydim. Şırnak'ta bir helikopter radardan çıktı diye telefonuma bir haber mesajı geldi. Benim aklıma hemen Abdulmuttalip'in helikopteri geldi. Onun olduğunu düşündüm. Arkadaşlarını aradım, bana hiçbir şey söylemediler. Halbuki hepsi biliyormuş. Hamileyim diye söyleyemediler. Televizyonu da açmak aklıma gelmedi. En yakın arkadaşı beni alıp hastaneye götürdü. Beni baya bir oyaladılar. O arada sağlık ekipleri gelmiş. Komutanla ambulans gelince anladım. Kendimi teselli etmeye çalıştım. Bir taraftan çocuğumu düşünüyorum. Bencillik yapıp ağlayamıyorum bile. Çok farklı bir duygu anlatılmaz. Babam da özel harpten emekli. Biz bu duyguyu çok yaşadık. Her ambulans gelirken dua ederdik. Sonra bir gün benim başıma geldi. Gerçekten anlatılmaz, yaşanır bir duygu. 'Ağır yaralı' dediler önce. Hastaneye gittik. Bebeğim için tetkikler yapıldı. Daha sonra komutan gelerek 'başınız sağ olsun' ' dedi.

'Huzurlu bir acı var'
Eşinin çok iyi bir insan ve asker olduğunu ifade eden Gizem Kesikbaş, 'Arkadaşlarının yerine bile göreve giderdi. Şırnak görevini de kendisi istedi. Vatanını çok severdi. Ben de böyle yetiştim. Babam bizi vatan millet hassasiyetiyle yetiştirdi. Zaten bu meslek parayla pulla ölçülemez. Geçen yıl 365 günün 180 günü evde değildi. Bu iş ancak vatan sevgisiyle yapılır. Orada çok zor görevleri var. Bunu bir asker eşi ve asker kızı olarak söylüyorum. Yine olsa yine bu mesleği yapardı. Şehit eşi olmak çok güzel bir duygu. Huzurlu bir acı var. Acının da bir huzuru oluyormuş' diye konuştu.

'İyi bir baba olacaktı eminim'
Gizem Kesikbaş sözlerine şöyle devam etti:
'Kızıyla konuşurdu. Kızını severdi. Göreve gittiği zaman 'hoparlörü aç kızımla konuşacağım' derdi. İyi bir eş, iyi bir evlat, iyi bir baba olacaktı eminim. Dört dörtlük bir insandı. Onun gibi bir eşim olduğu için hep şükrederdim, gurur duyardım. Yine olsa yine onunla evlenirdim. Ötesi yok.'

'Hep şehit olacağını söylüyordu'
Eşinin hep şehitlikten bahsettiğini ifade eden Gizem Kesikbaş, 'Hep şehit olacağını söylüyordu. 'Kendini hazırla' diyordu bana. Ama ailesinin bana sahip çıkacağını da söylüyordu. O konuda içinin rahat olduğunu söylüyordu. Hissediyordu galiba. Çocuğumuz konusunda bir vasiyeti vardı. İsminin 'Gökçe' olması konusunda vasiyeti vardı. Öz Türkçe olduğu için. Kızımızın adı Gökçe olacak. Galatasaray'ı tutardı. Onu da çok severdi. Galatasaray'ın formalarını falan alırdı' şeklinde konuştu.

Şehit pilot üsteğmenin eşi: "Yine olsa yine onunla evlenirdim"