Çeltik üreticilerinin pirinç yetiştirmek için yaptığı zahmetli çalışmalar, mayıs ayının son haftalarında tarlanın hazırlanmasıyla başlıyor. Çeltik (kabuğu ayıklanmamış pirinç) tohumu eken çiftçiler, önce tarlalarındaki keşan adını verdikleri alanları, tarım aletleri yardımıyla ekim için hazırlıyor. Daha sonra hazırladıkları keşanların içine su salarak bütün tarlanın su tutmasını sağlayan çiftçiler, tarlalar tamamen su ile bataklık haline gelince çeltikleri saçarak toprakla buluşturuyor.
Suda eriyen oksijeni kullanarak gelişimini sürdüren çeltik bir süre sonra hastalıklara karşı ilaçlanırken yabani otların istilasına uğramaması için temizlikten geçiriliyor. Suda yetişen tek tahıl ürünü olarak bilinen pirincin yolculuğu da böylelikle başlıyor. Yetişmesi ve başak olgunluğunu yaklaşık 5 ayda tamamlayan çeltik yetişirken sürekli tarlalar su altında bırakılıyor. Belirli olgunluğa erişen çeltikler daha sonra biçerdöverlerle hasat edilerek kurutuluyor. Son aşamada pirinç fabrikalarına satılan çeltikler, özel bir gayret ile kabuklarından ve kepeklerinden ayrılıp pirinç haline getiriliyor. Hasadıyla üreticisinin yüzünü güldüren pirinç, sofralara geldiğinde de damak zevkine lezzet katıyor.

'Binlerce ailenin gelir kapısını oluşturuyor'
Osmancık ilçesinde yılda 25 ila 30 bin ton üretilen pirinç, binlerce ailenin de geçim kaynağını oluşturuyor. İlçede üretilen 'Osmancık97' pirinci ülkedeki pirinç ihtiyacının yüzde 5'ini karşılıyor. Osmancık'ın önemli gelir kaynaklarından birisi olan çeltik ilçede 'pırlanta' ya da 'beyaz altın' olarak anılıyor.
Çorum'da 'Çorum leblebisi' bir marka iken, bugün hem marka değeri hem de tadı ve lezzetiyle diğer bir markası da 'Osmancık97' pirincidir. Türkiye'de yoğun çeltik üretimi yapılan bölgeler başta olmak üzere ülkede pirinç üretimi yapılan bölgelerin yüzde 80'inde, özelliği ve verimi dolayısıyla Osmancık97 tercih ediliyor ve ekiliyor. Ünü ülke sınırlarımızı aşan Osmancık97 pirinci bugün dünyanın bazı ülkelerinde dahi ekilir konuma geldi.
Trakya Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Çeltik Bölüm Başkanı Dr. Halil Sürek'e ve ekibinin öncülüğünde ROCCA X EUROPA melezinden geliştirilen ve 1997 yılında tescil ettirilen bir çeltik çeşidi olan Osmancık97 ile hem Çorum hem Osmancık bir marka kazandı. Pirinç deyince bugün hemen Osmancık akla gelirken, bu sayede ilçesinin pirincin başkenti olmasının yanı sıra uluslararası düzeyde isminden bahsedilir hale geldi.
Osmancık97 pirincinin faydaları bununla sınırlı kalmayıp üreticinin ürünün veriminin yüksek olması dolayısıyla daha iyi gelir sağlamakta, tüccar ve sanayicinin de ürünün randımanının yüzde 60, yüzde 65 gibi yüksek bir randımana sahip olması, ürünün lezzeti, görünümü, kalitesi ve pazarda tercih edilir olması dolayısıyla pazardaki paylarını artırdı.
Osmancık pirinci verimi ve tercih edilirliği sayesinde ülke ekonomisine de büyük katkılar sağlarken pirinç ithalatının azalmasına da pay sahibi olmuş.
Osmancıklı çeltik üreticisi Rumi Güney, her yıl pirinç ektiklerinde farklı farklı ümitler beslediklerini belirterek, 'İçimizde hep bir ümit var. Traktörümüzü değiştirelim, düğün yapalım gibi ümitlerle ekiyoruz. Çeltiğe düzenli bakarsanız güzel verim alıyorsunuz. İhtiyacımızın nispetinde satıyoruz, kalanını da depolara kaldırıyoruz. Sattıklarımızla da borcumuzu ödüyoruz' dedi.
Şaban Çıtakoğlu adlı çeltik üreticisi ise çeltiğin ekim yapılmadan önce yerinin hazırlanıp, sürüldüğünü ifade ederek, keşan ve temizliği yapılan tarlaya tohum ekildiğini ifade etti. Çıtakoğlu, tohum ekilmeden önce tarlanın iyi temizlenmesinin gerektiğini aksi takdirde çeltik tohumlarının çürüdüğünü sözlerine ekledi.

Beyaz altının tarladan sofralara uzanan yolculuğu