Keser döner, sap döner;
gün gelir, hesap döner...
Bu şehirde,tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyen,
gün geliyor, hesabını veriyor...
Kah yargıda, kah ilahi adalet
karşısında...
Şöyle bir bakalım çevreye...
Teşbihte hata olmaz...
Dün yemeye ekmek bulamayanların
bugün açtıkları fırınlar,sinek avlıyor...
Bu millet, öyle bir millet ki,
bu asalaklardan uzak durmayı biliyor;
dükkanlarının önünden bile geçmiyor...
Ve malum son gecikmiyor,
haram para çıkıyor...
Bu şehirden kimler geldi,
kimler geçti...
Çalıp çırparak hormonlu tavuk gibi
büyüyenler,kul hakkı yiyenler,
yol arkadaşlarını satanlar,
üç kuruşluk menfaat için
vefasızlığı ilke haline
getirenler şimdi nerede?..
Çoğu hatırlanmıyor bile...
Samsundaki sessizlik kimseyi aldatmasın!...
Vakti geldiğinde,
Samsunlu gerçeği şamar gibi patlatır insanın suratına...
Hem de belgeleriyle birlikte...
Bu anlamda Samsunlunun hafıza arşivi kuvvetlidir...
Herkesi birbirine düşürüp,kaostan kendini sıyırmanın
yollarını arayanların hesapları, şeytanı bile şaşırtacak boyutta...
Duyduklarım karşısında hayrete düşüyorum...
İçlerini kemiren fesatlığa teslim olan birtakım insanların yarattığı
olumsuz hava, herkesi rahatsız ediyor...
Basını, siyaseti ve hatta ticareti etkileyen bu kirliliği yaratanlar,toplum hafızasının zayıflığına
güveniyor ama medyanın arşivini unutuyor galiba...
Bu şehirde, rüzgar ekerek
biçecekleri fırtına sayesinde
tüyeceklerini sananların akıbetleri, şimdiden görünüyor...
Samsunlular enayi değil!..