Hükümetin, yeni kararnamede
merkeze alınan valilere
yapılacak "FETÖ'cü"
algısının
önünü kesmek
için özenle davrandığı
görülmüştür...

"Asıl hedef, Erdoğan" başlığını
taşıyan
15 Haziran 2017 tarihli köşe yazımda,
merkeze alınacak valiler
üzerinde oluşturulmaya
çalışılacak
algıya dikkat çekmiştim:
"Bylock"
meselesi yüzünden,
görev başındaki valiler ciddi
töhmet altında...
Çünkü, "12 vali bylock kullanıcısı"
iddialarında, o valilerin isimleri yok!..
Yani, gözler 81 ilin valisine
çevrilmiş durumda...
Diyelim ki; şu sıralarda
"Valiler Kararnamesi" çıktı.
Bazı valiler de
performansları veya başka nedenlerle
merkeze alındı...
Kamuoyunda, merkeze alınan valiler
hakkında FETÖ üyesi oldukları algısı
yaratılmış olmayacak mı?..
Yıllarını devletine, milletine
adamış; FETÖ'nün kapısından dahi geçmemiş ve belki de örgütün
kumpasına uğramış
bu valilerin merkeze alınmasıyla
oluşacak algıdan, aileleri ve yakın çevreleri de
olumsuz etkilenmeyecek mi?.."

TRT Genel Müdürlüğü'nden
ayrıldıktan sonra
Samsun'a vali atanan İbrahim Şahin,
daha göreve başlamadan
eşinin "abla" olduğu
iddialarıyla gündeme gelmiş,
daha sonra da
TRT'deki personel alımları ve atamalarıyla
ilgili
suçlanmıştı...
Şahin'in bu iddialarla ilgili olarak açtığı
bir yığın dava var. Şahin, bu iddialarla
uğraşırken, ona da FETÖ'nün
bir kumpas kurduğu
ortaya çıktı...
15 Temmuz gecesi
Cumhuriyet Başsavcısı
Ahmet Yavuz ve
diğer yakın çalışma arkadaşlarıyla
ortaya koyduğu dirayeti
bir yana bırakıp;
bazılarını hoşnut etmek için
ortada belge ve bilgi olmadığı halde Vali Şahin'in "Bylock "
kullandığı için
merkeze alındığını
söyleyelim...
Peki; elindeki otomatik tüfekle
15 Temmuz gecesi darbecilere meydan okuyan
Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş'un merkeze alınmasının
gerekçesi de "Bylock" mudur?..
Ya da o hain gece, abdestini alıp
eşiyle helalleşen
ve şehit olma pahasına
halkı meydanlara
toplayan
Denizli Valisi Ahmet Altınparmak'ın
merkeze alınmasının
gerekçesi de Bylock mu?..

Merkeze çekilen
valileri, FETÖ ile iltisaklı ve irtibatlı
göstermeye kalkışmak;
aynı zamanda devletin de
terör örgütü karşısında
"zafiyet" içinde
olduğu algısını yaratmaktır...
Ne yani, o hain gecede
yaşananlardan sonra devlet,
örgüt mensubu olduğunu
bile bile bu insanlara
valilik yaptırır mı?..
Hele de 15 Temmuz gecesinde
darbecilerin direkt hedefi
olan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
böyle bir ihanet içinde olan
insanlarla çalışır mı?..
Bakan, vekil değiller. Valileri
almak kadar kolay ne var?..
Hiç kimseyi korumak ya da kollamak
niyetinde değilim!..
Sadece yalan ve iftiralarla
yaratılan algıların sonucunda,
insanların
hayatlarının karartılması
çabalarına karşı tavrımı
ortaya koyuyor
ve ekliyorum:
'Bu vatana ihanet eden her kim olursa olsun, gözünün yaşına bakan; onu koruyup kollayan namert oğlu namerttir.'