Gençlik ve Spor Bakanlığı, Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyeler ile kamu kurum ve kuruluşları hatta sivil toplum örgütleri, dünyanın üçüncü büyük spor organizasyonuna eksiksiz bir ev sahipliği yapabilmek için yoğun çaba gösteriyor...
"Bu bir fırsattır"
diyen Büyükşehir Belediyesi,
çirkin yapılı evlerin arkaları
hariç,
Samsun'a bakan
cephelerini
rengarenk boyadı...
Hani, güzel de oldu...
Yollar asfaltlanıyor,
çevre düzenlemeleri
yapılıyor...
Samsun-Ordu, Samsun-Ankara ve Samsun-Sinop
Karayolları üzerinde
olimpiyat figürleri,
bambaşka bir hava yaratıyor...
"Hava" demişken,
Samsun-Çarşamba Havaalanı
çıkışındaki "tezek" kokusu,
kimseyi rahatsız etmiyor mu?..
Limandaki
Et-Balık Kurumu'nun
büyükbaş hayvan
yüklü gemisinden
gelen kokudan
söz etmiyorum...
Mesele,
Gelemen yöresindeki
o rahatsız edici kokudur...
92 ülkeden gelecek
yabancı sporcuların
uçaktan indikten sonra
barınma merkezlerine
giderken hissedecekleri
o koku, Samsun hakkındaki
ilk intibayı
olumsuz etkilemeyecek mi?..
Kokunun etkisi konusunda
Prof.Dr. İlkay Erdoğan Orhan
bakın ne diyor:
"Koku alma duyusu 24 saat boyunca çalışır ve hiçbir zaman 'kapatılamayan' tek duyudur. İnsanda koku duyusu, günlük duyguların yüzde 75'ini etkiler ve hafızada önemli bir rol oynar"

Samsun'un
hafızalarda;
"tezek" kokusuyla
hatırlanması,
bunca emeğe
bunca harcamaya
haksızlık olmaz mı?..

Küçük işlerle boğuşup
"eyyamcılık"
taslamak
yerine;
büyük bir olimpiyatı
başarıyla gerçekleştiren
şehir sıfatıyla,
gelecekteki
uluslararası büyük organizasyonlara
talip olmak
için zihinsel altyapıyı
oluşturmak gerekir...