Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili 'hak ihlali' kararını yorumladı.

Başbakan, ''Konu iki gazetecinin görüşünü beyan etmesi değildir. İki gazeteci gizli bilgileri yayınlamıştır. Esas itibariyle konu Bayırbucak Türkmenleri'ne gönderilen yardımlarla ilgilidir'' dedi.

Davutoğlu, "Bu meseleye 3 açıdan bakmak gerekiyor. Olan her şey halkın gözü önünde oluyor. 2 gazeteci otoritenin talimatıyla benim de Dışişleri Bakanı olarak misyonundan haberdar olduğum bir yardım konvoyunun haince engellenmesi sürecidir. Mesele iki gazetecinin görüş beyan etmesi meselesi değil." dedi.

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İLE İLGİSİ YOK'

Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu 2 gazeteci aradan çok uzun süre geçmesine rağmen gizli kalması gereken belgeleri kendilerine verilen ve yayınlanması kanuni bakımdan sakıncalı belgeleri yayınlamışlardır. Dünyada hiç bir ülkede bu ülkenin istihbaratının yürüttüğü çalışmadan dolayı devlet içine sızmış çete bağlamında basın özgürlüğünden bahsedilemez.

Dava başladığında "tutuksuz yargılama esastır" dedim. Yine aynı şeyi söylüyorum; önemli bir gelişme yoksa yine tutuksuz yargılanması gerektiğini düşünüyorum. O zamanki hakimler şüpheyle adım atmış olabilir.

Anayasa Mahkemesi'nin kararına geldiğimizde; ortada yürüyen bir dava var. AYM'ye bireysel başvuru imkanını biz getirdik. Bütün yargı süreçlerinden sonra AİHM'e başvuru yapılıyordu. AYM usule yönelik bir karar alabilir ama davanın esası devam ediyor. O dava sürerken bu davanın esasından kopartılıp bir basın davası şeklinde yansıtılması davanın esas içeriğine müdahale anlamı taşır.

Yargı süreci tamamlanmadan AYM'ye başvurulamaz. İlerleyen bir davayı etkilemeye kimsenin hakkı yoktur. Tüm kurumlar aldıkları kararlar nedeniyle eleştirilebilirler. Cumhurbaşkanımızın açıklaması da bu bağlamdadır. "