Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gambiya Dışişleri, Uluslararası İşbirliği ve Yurtdışındaki Gambiyalılar Bakanı Ousainou Darboe ile ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Çavuşoğlu, AB-Türkiye ilişkilerine ilişkin bir soruya, "Bizim esas beklentimiz AB'nin Türkiye'nin üyeliği konusunda daha samimi davranması. Türkiye'ye yaklaşırken sadece kendi çıkarları açısından değil, ortak çıkarlar açısından da yaklaşması gerekmektedir. Sadece Türkiye'ye ihtiyaç duydukları gün Türkiye'nin önemini değil, her zaman Türkiye'nin önemini bilmeleri gerekir. Farklı düşündüğümüz konular olabilir, biz her zaman oturup bunları da konuşmaya açığız. Zaten biz düşüncelerimizi, tutumumuzu çok net bir şekilde ortaya koyuyoruz. Çifte standarttan uzak, yüzlerine söylemediğimiz hiçbir şeyi arkalarından söylemiyoruz. Aynı samimiyeti Avrupa Birliği'nden de bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"Vatandaşlarımızın AB'ye bakışı maalesef negatif yönde değişti"

Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bazı Avrupa Birliği ülkelerinden beklenen tepkinin gelmemesinden dolayı Türk halkının AB'ye bakış açısının olumsuz yönde değiştiğini belirten Çavuşoğlu, "Vatandaşlarımızın AB'ye bakışı maalesef negatif yönde çok değişti. Özelikle geçen sene darbe girişiminden sonra Avrupa Birliği'nin yanlış tutum, taraflı tutum, o günden bu yana Avrupa Birliği ülkelerinin FETÖ'cülere sahip çıkmasından ve sığına hakkı vermesinden dolayı da vatandaşlarımız AB'ye güveni azaldı. Bunu tekrar tesis edebilmek için Avrupa Birliği'nin olumlu yönden adımlar atması gerekiyor. Tüm bu konuları 25 Temmuz'da AB Bakanımız Ömer Çelik'le beraber gündeme getireceğiz" ifadelerini kullandı.

"Elbette Rum tarafının bu tek taraflı faaliyetlerine de biz duyarsız kalamayız"

Kıbrıs Rum kesiminin Ada'da gerçekleştirdiği sondaj faaliyetlerine değinen Mevlüt Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Kıbrıs'ın etrafındaki her türlü rezervlerde KKTC'nin ve Kıbrıs Türk halkının hakkı vardır. Esasen Rum tarafı bunu da söylemlerinde inkar etmemektedir. Fakat tek taraflı bu faaliyetleri yürütüyor. Bir taraftan biz İsviçre'de Kıbrıs'ta bir çözüm için müzakereleri yürütürken aynı anda Rum kesimin sondaj çalışmalarını yürütmek için bir platformu bölgeye getirdiğini gördük. Esasen Rum tarafının çözüm konusun da ve iş birliği konusunda ne kadar samimiyetsiz olduğunun da bir göstergesidir. Yani bir çözüm üzerine odaklanma yerine bir taraftan provoke edecek şekilde bu sondaj çalışmalarını tek taraflı yürütmeye çalışmıştır. Zaten samimi olmadıkları içinde on gün aralıksız müzakere etmemize rağmen, sabırla beklememize rağmen bir sonuç da elde edilememiştir. Elbette Rum tarafının bu tek taraflı faaliyetlerine de biz duyarsız kalamayız. Duyarsız kalmamız da mümkün değil. Enerji Bakanımız ve Bakanlığımızla beraber iki bakanlık şu anda atılacak adımlar konunda iş birliği içinde ve elbette bu tek taraflı adımlara karşılık bizimde atacağımız adımlar olacaktır."

"Türkiye'nin sömürgeci bir anlayışla Afrika'ya yaklaşmadığını gördüler"

Türkiye'nin Afrika'ya açılım politikasına yönelik soruya ise Çavuşoğlu şu cevabı verdi:
"Türkiye, Afrika Birliği'nin stratejik ortaklarınızdan bir tanesidir. 2005 yılında başlattığımız Afrika açılımı politikamız ortaklık politikasına dönüşmüştür. Afrika Birliği ile iki zirve gerçekleştirdik. 2008 yılında İstanbul'da, 2014 yılında Ekvator Ginesi'nin başkenti Malaba'da ve bu zirvelerde eylem planımızı ve yol haritamızı onayladık. Ve bu eylem planlarımız başarılı bir şekilde uyguluyoruz. Örneğin nisan ayında Türkiye-Afrika Tarım Bakanları Toplantısını ve Tarım Forumunu düzenledik. Tarım bildiğiniz gibi Gambiya ve diğer Afrika ülkeleri için de ekonomide öncelikli bir sektör ve ciddi bir potansiyel var. Yine geçtiğimiz yılın ekim ayında ilk defa Türkiye-Afrika İş Forumunu düzenledik ve Afrika'nın tüm meselelerini G-20 dahil uluslararası platformlara Türkiye olarak bizzat taşıyoruz. Afrika ülkeleri ile olan ikili ilişkilerimiz her geçen gün gelişiyor. Siyasi alanda, ekonomik alanda, o ülkelere yaptığımız yardımlar anlamında gerçekleştirdiğimiz projeler, firmalarımız yatırımları gibi her alanda güçleniyor. Tüm Afrika kıtasıyla toplam ticaret hacmimiz karşılıklı kazan-kazan anlayışıyla yaklaşık on kat arttı. Afrika ülkeleri Türkiye'nin adeta bir sömürgeci bir anlayışla Afrika'ya yaklaşmadığı gördüler. Ne devletimizin ne de özel sektörümüzün böyle bir anlayışta olmadığını gördüler. O nedenle bu düzen üzerine tesis ettiğimiz ilişkilerimiz önümüzde ki süreçte daha da genişleteceğiz."

"TİKA'nın Afrika'da ofis sayısı 20'ye doğru gidiyor"

TİKA'nın ofis sayısının Afrika'da 20'ye doğru gittiğini açıklayan Bakan Çavuşoğlu, "Tüm Afrika ülkelerinde kalkınma ve insani yardımlarımızı başarılı bir şekilde götürmek için bölgesel ofislerimizin de sayısını artırmamız lazım. İnsani ve kalkınma yardımı konusunda Amerika'nın birazcık gerisindeyiz, dünyada ikinciyiz. Amerika'nın 2016 yılında yaptığı yardım miktarı 6.3 milyar dolar, Türkiye'nin yaptığı yardım miktarı 6 milyar dolardır. Bu sene de tam olarak dünyada birinci olacağız ki milli gelire göre açık ara dünyada birinciyiz. Yaklaşık bin 75; diğer ülkeler binde 00,9, binde 10-12 milli gelire göre bizim çok gerimizdeler" diye konuştu.

"Afrika'da büyükelçilik sayımızı 45-50'ye çıkartacağız"

Afrika'da Türk Büyükelçilik sayısının artacağına işaret eden Çavuşoğlu, "39 büyükelçiliğimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızdan talimatları aldık önümüzdeki yıllarda bu rakamda 45'e ve sonra 50'ye ulaşacağız. Yani biz Afrika'ya böyle bakıyoruz. İyi gününde de kötü gününde de Afrika'nın yanındayız. Ve Afrika'yla bu gelişen iş birliğimizden de karşılıklı gayet memnunuz" dedi.

"Tillerson'un çabalarını destekliyoruz"

Katar konusunda önümüzdeki süreçte Türkiye'nin ne gibi adımlar atacağına yönelik bir soruya ise Bakan Çavuşoğlu, "Körfez krizi çıktıktan sonra Türkiye olarak bu krizin diyalog yoluyla, dostane bir şekilde çözülmesi için çok çaba sarf ettik. Kuveyt ve diğer ülkelerin arabuluculuk insiyatiflerini de güçlü bir şekilde destekledik. Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla biz de bölgeyi ziyaret ettik. Katar'ı Kuveyt ve Suudi Arabistan'ı ziyaret ettik. Birçok ülke ile de temas halindeyiz. Bunlardan bir tanesi de ABD'dir. Tillerson (ABD Dışişleri Bakanı Rex Tilleson) bölgeye gitmeden önce İstanbul'da Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildiler. Biz de kendisi ile görüştük. Tabii bu Körfez krizi de burada değerlendirildi. Düşüncelerini bizimle paylaştı. Bölgeye yapacağı ziyaret konusunda da bilgi verdi. Yaptığı çalışmaları ve çabayı destekliyoruz, çabalarını olumlu buluyoruz. İnşallah kısa süre içerinde kardeşliğe yakışmayan bu sorun çözülür" yorumunda bulundu.

Görüşmede Türkiye ile Gambiya arasında ortak iş birliği protokolü imzalandı.