AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, 15 Temmuz anma etkinlikleri kapsamında yabancı basın mensupları ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde (BYEGM) bir araya geldi. Ünal, burada dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen yabancı gazetecilere 15 Temmuz darbe girişimini ve FETÖ ile mücadeleyi anlattı.

'Bir sivil toplum örgütü görümündeydi'
AK Parti'nin 15 Temmuz 2016 darbe girişimine kadar birçok sorunla karşı kaldığını belirten Mahir Ünal, 'AK Parti kapatılma davası ve darbe girişimleriyle karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri engellenmek istendi. AK Parti bunların hepsini bir akılcı yönetimle savuşturdu ama en son bir şey ile karşı karşıya kaldı. Yani bütün bu değişim süreçlerini yönetirken sivil toplum örgütü bir yapının 2013 yılında aslında devlete sızmak için 40 yıl boyunca sivil toplum örgütü görünümlü illegal bir yapının bir legal görünümde aslında toplumun içerisinde 40 yıl boyunca hareket ettiği netleşti. Şimdi diyorlar ki, '40 yıl boyunca neredeydiniz?' 'FETÖ terör örgütü dediğiniz yapı 40 yıl boyunca vardı, niye bir şey yapmadınız?' anlaşılması gereken temel şey şu, 2013 yılına kadar FETÖ'nün terör örgütü olduğuna dair hiçbir işaret, emare yoktu. Bu yapı bütün dünyada bir sivil toplum örgütü gibi davranıyor ve ilişkilerini bu şekilde kuruyordu. Bütün ülkelerde okullar açıyor, Türkiye içerisinde demokratikleşmeden yana olduğunu, soğuk savaş yıllarından kalmış o eski devlet anlayışına; statükocu devlet aklına karşı mücadele veren ve toplumun değişim taleplerini karşılama ihtiyacının da sözcülüğünü üstlenmiş bir sivil toplum örgütü görümündeydi' diye konuştu.

'Pensilvanya'dan gelen emirle adete bir zombiye dönüştüklerini gördük'
FETÖ mensuplarının 2013 yılına kadar gazeteci, bürokrat, iş adamı görünümünde olduğunu ancak söz konusu kişilerin 2013 yılında 17-25 Aralık olaylarıyla birlikte Pensilvanya'dan gelen emirlerle hareket ettiklerini anlatan Ünal, 'Bunlar etrafımızda gazeteci, bürokrat, iş adamı olarak diğer insanlar gibi bizim etrafımızda hareket ediyorlardı. Ama 2013'te biz bunların bir kült olduğunu, mesiyanik bir hareket olduğunu, bunların devletin içinde devletin kendi işleyişine göre hareket etmediğini, dışarıdan gelen örgütün kendi iş hiyerarşisindeki kişilerden emir alarak hareket ettiklerini net olarak gördük. Ve bir anda bizimle konuşan gazetecilerin Pensilvanya'dan gelen emirle adeta bir zombiye dönüştüklerini gördük. Yani oturuyorsunuz, konuşuyorsunuz, anlatıyorsunuz, bakınız yanlış böyle bir şey olmaz; devletin bir savcısının, hakiminin, bürokratının devletten emir alarak hareket etmesi gerekir. Bir 'abi'den, bir örgüt görevlisinden emir alarak iş yapmaz. Onlarla konuşamadığımızı fark ettik. Onların tek merkezden emir alarak hareket ettiklerini gördük ve o gün Türkiye Cumhuriyeti Devleti dedi ki, 'bu yapı bir sivil toplum örgütü değildir, bu yapı bir paralel devlet yapılanmasıdır.' Ondan sonra bu yapı ile mücadele edilmeye başlandı. 17-25 Aralık yargı darbesinden sonra hukuk bir suikast silahına dönüştürüldükten sonra her şey ortaya çıktı' ifadelerini kullandı.

'FETÖ mensupları o gece adeta bir intihar girişiminde bulundular'
2013'ten sonra bu yapı ile ciddi anlamda mücadele etmeye başladıklarını aktaran Ünal, 'Şimdi diyorlar ki, 'yolsuzluk davalarının neden siz böyle bir şey olarak görüyorsunuz?' ben burada size şunu soruyorum; kolluk güçlerinin bu örgütün mensubu olduğu, savcının, hakimin aynı örgüte mensup olduğu; yani kolluk gücü yakalıyor, savcı iddianame hazırlıyor, hakim karar veriyor üçü de aynı örgütün elemanı. Buradan sizce bir hukuk beklenebilir mi? Dolayısıyla 2013'ten sonra bu yapı ile ciddi anlamda mücadele etmeye başladık. Bu yapı ile mücadele sırasında 15 Temmuz 2016 gününe geldiğimiz de bu yapı ile ilgili Ankara Başsavcılığının hazırladığı FETÖ iddianamesi kabul edilmişti. Bunun içerisinde devlet geniş bir temizlik yapma hazırlığındaydı ve örgüt artık devlet tarafından temizlenme aşamasında gelmişti ki, ordu içerisindeki FETÖ mensupları o gece adeta bir intihar girişiminde bulundular. Bir darbe girişimine kalkıştılar. Bu darbe girişimi çok ser bir şekilde topluma çarptı. Burada kıymetli olan şudur; Siyasi görüşünüz ne olursa olsun. Bir toplumun çıplak elleriyle tanklara, helikopterden açılan ateşlere karşı geri çekilmeyip kendi demokrasisini, seçilmiş hükümetini korumasıdır' şeklinde konuştu.

Diğer ülkelere FETÖ uyarısı
FETÖ'nün 160 ülkede faaliyet gösterdiğini ve uyuyan hücreleri olduğuna dikkat çeken Ünal, şunları söyledi:
'Biz o ülkeleri de buradan uyarıyoruz. Çünkü Türkiye içerisinde uyuyan hücreler uyandığında biz ne olduğunu gördük. O ülkelerde de uyuyan hücreler var. O uyuyan hücreler uyandığında o ülkeler için de çok büyük bir sorun olacaktır. O yüzden bu konuda biz bu ülkelerinde dikkatini çekmeye, bilgilendirmeye devam ediyoruz. Tıpkı 11 Eylül'de Afganistan'da bir mağarada yaşayan El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in emri ile nasıl ki ikiz kuleler bombalandıysa; Amerika'da bir kasabada yaşayan bir meczubun talimatıyla 15 Temmuz gerçekleştirildi. Bu tehlikeyi iyi görmek gerekir. Orada yaşayan meczubun emriyle bu örgütün faaliyet gösterdiği ülkelerde bir anda istenmeyen şeyler olabilir. Bu ülkeleri bu konuda dikkatli ve uyanık olmaya buradan davet ediyorum.'

Mahir Ünal, yabancı gazetecilere 15 Temmuz darbe girişimini ve FETÖ’yü anlattı