Hazan vakti değil
ama hayat ağacının
dallarına
tutunan
sevdiklerimiz,
erken erken
toprağa
düşüyor...
Allah'ın takdirine
diyecek söz yok!..
İhsan Kalkavan'ı
kaybettik...
Çok uzun yıllardır
İhsan Kalkavan'ı
tanırım...
Babası rahmetli
Nuri dayı, Cumhuriyet Caddesi'nde
3 yıldızlı turizm belgeli lokanta açtığında;
ben de tam karşısındaki
binada, Anadolu Ajansı'nda Bölge Müdürü
olarak görev yapıyordum.
Nuri dayı,
her akşam
lokantanın çevresini
kurulmuş bir saat gibi
hep aynı zamanda
sulardı...
Allah rahmet eylesin,
nüktedan yapısıyla
herkesin sevdiği bir adamdı...
İhsan Kalkavan
başkaydı...
"Nevi şahsına münhasır"
bir adamdı. Yani, kendine has özellikleri
vardı...
Bazen ne zaman patlayacağı belli olmayan
bir yanardağ, bazen de
sığınılacak
sakin bir liman...
Bu yönüyle
tipik bir Karadenizli idi...
Rahmetli kardeşi
bir başka adamdı. Antalya'da
cenazesine gittiğimizde,
ona gösterilen
sevgi ve saygı karşısında
bizler de gurur duymuştuk...
Rahmetli Dr. Nihat Kalkavan,
Antalya'da Samsunluların
dert babasıydı...
İhsan Kalkavan,
oğlu Mete Kalkavan'ın
yönettiği o lanet olası maça
inat edip gitmeseydi,
belki de aramızda olacaktı...
"Allah'ın takdiri öyleymiş
diyeceğiz" ama
"Önce tedbir sonra tevekkül"
uyarısını yapan da
Peygamber Efendimizdi...
Yakın dostum
İhsan Kalkavan,
Samsun'un en renkli simalarından
biriydi...
Epeydir, evinde
hasta yatağındaydı...
Ve onun
birden patlayan
yanardağ
halini bile arkadaşları
özlemişti...
Takdiri ilahi, böyleymiş!..
Hepimizin başı sağolsun!..