İhsan Kalkavan, son yolculuğuna öyle uğurlandı ki,
kalabalığın
içinden
"Allah, bize de böyle
bir cemaat nasip etsin"
diyenler olduğunu
adım gibi biliyorum...
Ama öyle dilemekle
olmuyor bu işler...
"Ne verirsen elinle,
o gelirmiş seninle"
derler ya...
İnsan, yaşamı sırasındaki
özü ve sözüyle
bu cemaati topluyor aslında...
Dün, "başsağlığı" ilanlarına
baktım. CHP'liler tamam da
AK Parti ve MHP İl başkanlıkları da
taziyede bulunmuş!..
Çok ender rastlanan
bir durumdu bu...
Cenaze töreninde de
her kesimden her siyasi
partiden insanlar vardı...
Evin önündeyken
CHP Genel Başkan yardımcıları
Prof.Dr. Haluk Koç,
Seyit Torun ve Erdal Aksünger ile
sohbet ettik...
Biraz da anılar denizinde
kulaç attık...
Haluk Koç, Baykal'a karşı
genel başkanlığa adaylığını
açıkladığında; İhsan Kalkavan,
onun yanında yer almayı
bir memleketçilik meselesi görmüştü...
Prof.Dr. Haluk Koç,
Samsun'da il başkanlığı seçimini
kazanamazsa,
diğer illerden nasıl oy isteyecekti...
Samsun önemliydi...
O yüzden İhsan Kalkavan'ın,
il başkanı seçilmesi,
Koç'a yarışta moral verecekti...
Seçimde rakibi Yılmaz Türkoğlu idi. Onu da
Suat Binici destekliyordu.
Her ikisi de dostumdu ama
"Uzayan kol bizden olsun"
düşüncesiyle hareket edenler, Haluk Koç'u
destekliyordu...
Genel başkanlık,
Koç'a yakışmaz mıydı?..
Anamuhalefet partisinin liderinin
Samsunlu bir siyasetçi olmasından
gurur duyulmaz mıydı?..
Bu seçimin sonucunu
bütün Türkiye
merak ediyordu. Dengeler
müthişti. Samsun'da, CHP tarihinde
böyle bir seçim atmosferi yaşandığını
sanmıyorum...
2008'in şubat ayıydı. Yoğun kar yağışı vardı. Yollar kapanmıştı ama
buna rağmen katılım rekor seviyedeydi...
Herkes, Türkoğlu'nu
şanslı görüyordu. Çünkü, Samsun Merkez İlçe
seçimini, Türkoğlu'nu destekleyen
Baykalcılar kazanmıştı...
Seçim vakti gelmişti. Çok çetin geçeceği belli
olan seçimde,
kavga çıkması ihtimali yüksekti. Oysa beklenenin
aksine, sakin bir seçim oldu. Sandıklar açıldığında,
394 delegenin 206'sının oyunu
İhsan Kalkavan almış; 187 oy Yılmaz Türkoğlu'na
1 oy da Cengiz Akşan'a çıkmıştı...
Bizler,
Yılmaz Türkoğlu'nun kaybettiğine değil,
Haluk Koç'un genel başkanlık
yarışında,
kendi memleketinde
mahcubiyet yaşamamasına sevinmiştik...
Ne günlerdi o günler...
Koç, Seyit Torun'a
verdiğim desteği
anlatırken,
"Tanıyor musun?"
diye sordu. Torun da
"Benim de ağabeyimdir" dedi...
İhsan Kalkavan'ın
cenazesindeki o
fotoğrafa iyi bakmak gerek...
Cenazeleri kaçırmayan ve imkan bulduğunda
mutlaka katılan İhsan Kalkavan,
"Gidersen gelirler" misali, bunun karşılığını
son yolculuğunda almış oldu...
Bir de şunu hatırlattı bence...
İnsani ilişkilere
siyasi gözlükle
bakanlar,
sevgisiz bir toplumun içinde
"sosyal kör" olarak
yaşamak zorundadır...
Yoksa, CHP'li bir siyasinin
cenazesine, iki eski Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç ve Akif Çağatay Kılıç katılır mıydı?..
AK Parti Milletvekili Fuat
Köktaş, AK Parti ve MHP İl teşkilatlarının
başkan ve yöneticilerinin
orada ne işi vardı?..
Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe belediye
başkanlarıyla bürokratlar da
cenazedeydi...
Sivil toplum kuruluşlarının
başkan ve yöneticileri de...
İnsan, ne ekerse onu biçermiş!..
İhsan Kalkavan sayesinde
bu atasözünün doğruluğunu
bir kere daha yaşadık!..
Nur içinde yatsın!..