Samsun Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde görev yapan Müzakereci Polis Engin Zorlu, Samsun'daki intihar vakalarında gerçekleştirilen çalışmaları anlattı.

HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR

Samsun'da özel eğitimli 20'ye yakın müzakereci polisin intihar teşebbüsü vakalarına titizlikle müdahale ettiğini söyleyen 12 yıllık polis memuru Zorlu, ''Burada toplumun her kesimine iş düşüyor. Hep beraber üstesinden gelmemiz gerekiyor. En önemli nokta aile. Aile kendi içerisinde sorunlarını halledebilmeli ve birbirlerine sahip çıkmalı. O zaman sorunların üzerinden gelebiliriz'' ifadelerini kullandı.

ÖZEL HAREKATTAN EĞİTİM

Müzakereci polislerin intihar girişiminde bulunan kişiyi bu durumdan vazgeçirerek topluma tekrar kazandırmanın yanı sıra çevredeki kişilerin olaydan zarar görmesini engellemek gibi bir dizi görevi olduğunu belirten Zorlu, "Müzakereci polis olmak için belli kriterler var. 5 yıl mesleki tecrübeli ve amirler tarafından önerilmiş olmanız gerekiyor. Müzakereci polis iletişimde başarılı, davranışsal bilimlerde bir geçmişe sahip, stresle başa çıkabilen, iyi dinleyen ve iyi ifade eden kişi olmalı. Elbette bir de duygusal olarak olgun ve fiziki olarak çevik olmalıyız. Samsun'da şu anda 20'ye yakın müzakereci polis görev yapıyor. Hepimiz Ankara Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda eğitim aldık. Bu da Emniyet Müdürümüz Vedat Yavuz sayesinde oldu, müdürümüz bu konuda çok hassas. Bir eğitim dönemine sadece Samsun polisi katıldı. Bu, bizim için onur vericiydi. Bu süreçte ciddi ve meşakkatli bir eğitim aldık'' diye konuştu.

İLK İLETİŞİM EN ÖNEMLİSİ

İntihar girişiminin gerçekleştiği olay yerine gittiklerinde yaptıkları ilk işin çevre ve trafik güvenliğini sağlamak olduğunu ifade eden Zorlu, intihar teşebbüsünü gerçekleştiren kişiyle hemen iletişime geçmeyip, çevreden kişinin neden intihar teşebbüsünde bulunabileceğiyle ilgili bilgi topladıklarını söyledi. Zorlu, ''Şahısla yüzyüze görüşme imkanımız varsa onu sağlıyoruz, yoksa telefon veya megafon kullanıyoruz. İlk karşılaşma anımızda, 'Yetkililer adına konuşabilecek kişi benim, benden başkasıyla iletişime geçme şansın yok' dediğimizde gardı düşüyor, bizimle iletişime geçmek zorunda olduğunu anlıyor. Bazen 1 saatte halledebileceğimiz konu 4 saate de uzayabiliyor. Burada önemli olan, empati yapıp sabırlı olmak. Kişinin bizimle diyaloga geçmesi, oradan inebileceğinin göstergesi sayılabilir. Bu açıdan ilk iletişim çok önemli. Yaklaşık 1 ay önce Samsun İl Müftlüğü'ne giren ve binaya zarar veren şahıs iletişime kapalıydı, polise de saldırıyordu. Zaten akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı kanaati oluştuğu için şu anda hastanede tedavi altında'' ifadelerini kullandı.

YARDIM ETMEYE ÇALIŞIYORUZ

İlk iletişimin ardından kişiyi intihar teşebbüsüne sürükleyen sorunu çözmek için konuşma yaptıklarını söyleyen Zorlu, ''Sorunu belirledikten sonra taleplerini dinliyoruz. İntihar teşebbüsünde bulunan kişiden bir şey almadan, bir şey vermiyoruz. Bazen eşinden boşanmak üzere olduğu için eşinin gelmesini istiyor. Bunu kabul etme taraftarı değiliz çünkü, eşi geldiğinde onu cezalandırmak için gözünün önünde atlayabilir. Ancak çatıdan indiğinde şubemizde görüştürebileceğimizi söylüyoruz. Bazen maddi nedenlerden dolayı da intihar teşebbüsünde bulunan oluyor. O aşamada biz zaten kişiyi derinlemesine araştırıyoruz. Gerçekten ihtiyaç sahibiyse bazen kendi aramızda para toplayıp ilk anda yardım etmeye çalışıyoruz. Sonra mutlaka devletin sosyal yardımlaşma birimlerine yönlendiriyoruz'' diye konuştu.

BİZE SARILIP AĞLIYORLAR

Müzakere esnasında, intihar teşebbüsünde bulunan kişiyle ilgili ''Ya atlarsa?'' korkusunu ister istemez yaşadıklarını ama üstesinden de geldiklerini kaydeden Zorlu, ''İntihar teşebbüsünde bulunan kişiyi kurtarmak bizim en büyük gayemiz. Çünkü o bir can. Onu topluma kazandırmak, sorunlarını beraber çözmek apayrı bir mutluluk. 'Bir can kurtardım' demenin ayrı bir hazzı var. Şahıs genelde çatıdan indirdikten sonra bize sarılıp ağlarlar. Sonra oturup konuşuruz, problemlerinin çözümü için mantıklı yollar ararız. Genelde de başarılı oluyoruz. Hatta olayın üzerinden aylar geçtikten sonra bazen intihar girişiminde bulunan kişilerle sokakta da karşılabiliyoruz. 'Ağabey, ağabey' deyip sarılıyorlar. 'Bak sen beni vazgeçirdin ben hayatımı düzene soktum' dediklerinde biz de çok mutlu oluyoruz. Bu zamana dek kaybettiğim bir müzakere olmadı. Eğer olsaydı çok üzülürdüm. Şu an yaptığım işi özveriyle yapıyorum, kendimi geliştirmek için de 'Psikolojik Şiddet' üzerine yüksek lisans yaptım. 12 yıl geçmesine rağmen kendimi hala yolun başında görüyorum'' diye konuştu.

SEYİRCİNİN ETKİSİ İNTİHARA SÜRÜKLEYEBİLİR

Zorlu, intihar teşebbüsü vakasında en çok sıkıntı yaşadıkları kitlenin çevrede olayı izleyen vatandaşlar olduğunu söyleyerek, ''Olay yerinde çevreyi abluka altına alıp vatandaşı olayın dışında tutmaya çalışıyoruz. Çünkü aşağıdan olayı seyreden insanların yanlış bir sözü, orada vazgeçmek üzere olan kişiyi intihara sürükleyebilir. Bu aslında yasal olarak da suç. Vatandaş bu konuda tam bilgi sahibi değil. Dışarıdan şahsa herhangi bir müdahale edilmesiyle intihara teşvik suçundan 2 yıldan 10 yıla kadar ağır bir cezası var. Vatandaş polise yardımcı olmalı. Şahısla iletişime geçmemeli, seyirci olmamalı'' sözlerini kaydetti.

YILDA 40'A YAKIN İNTİHAR

Samsun'da her yıl sayısı değişmekle birlikte, çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilmiş 600'e yakın intihar teşebbüsü olduğunu belirten Zorlu, ''Bu sayı ölümden kurtulanlar. Maalesef yılda 30-40 civarında gerçekleşen intihar var. Yıllara göre az da olsa bu sayı artıyor. Ama aynı zamanda nüfus da artıyor. Biz genelde yüksekten atlama teşebbüslerine gidiyoruz ve başarımız yüzde 99 oranında. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle depresyona girip kendisine zarar vermeye çalışan insanların yanı sıra bu eylemi şov amaçlı yapanlar da oluyor. İntihar girişimi bazen yardım çığlığı gibi. Şahıs çatıya çıkmış polisi ve basını bekliyorsa mutlaka sesini duyurmaya çalışıyordur. Hayatına son vermeyi kafasına koymuş kişi maalesef zaten yapıyor" dedi.

AİLELER BİRBİRİNE SAHİP ÇIKMALI

Her yaş kesiminden intihara teşebbüs olayı yaşanabildiğini söyleyen Zorlu, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: 'İntihar eğilimi en yoğun 15-18 ve 40-50 yaş arasında görülüyor. 40-50 yaş arasındaki teşebbüslerin nedeni maddi ve ailevi problemlerin aşılamaması. Gençlerde ise işsizlik ve aşk ilk sıralarda yer alıyor. Çünkü o yaşlarda dünyada aşık olduğu kişiden başka bir şey olmadığını düşünüyorlar. Bu aşamada ailelerin yakın diyalogda olması lazım. Aileler kendi içerisinde sorunlarını halledebilmeli ve birbirlerine sahip çıkmalı. O zaman sorunların üzerinden gelebiliriz. Şu an Samsun Emniyeti'nde 2 bin polis görevli. Samsun'un nüfusuysa 1 milyondan fazla. Tüm sorunların çözümünü emniyet teşkilatından beklemek doğru olmaz. Burada toplumun her kesimine iş düşüyor. Hep beraber bunun üstesinden gelmemiz gerekiyor. Samsun Emniyeti gerçekten her konuda olduğu gibi bu konuda da çok hassas. Bu yüzden başta Emniyet Müdürümüz Vedat Yavuz'a, Asayiş Şube Müdürüm Zeki Bal'a ve Cinayet Büro Amirliğin'ndeki amirlerime çok teşekkür ederim.''

Zerrin SOMUNCU