Siyasi kimliklerine bakmadan
herkesin sağlık sorunlarıyla
yakından ilgilenen
ve dostluk ilişkilerine
siyaseti asla karıştırmayan
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Prof.Dr. Haluk Koç ile
İhsan Kalkavan'ın
cenazesinde
sohbet ederken
kulağıma, "Partideki görevlerini
bırakacağını" söylemişti...
Bu bir dost sohbetiydi,
o yüzden haber yapmamıştım...
Ancak, Burhaniye İlçe Kongresi'nde
bunu açıklayınca,
mesele "sır" olmaktan
çıktı...
CHP'nin tüm parası
Haluk Koç'a emanet...
Parayla iş tutan herkes için
bu görev önemli...
Sadece Samsun değil,
bütün Türkiye onun
parayla pulla işi olmadığını
bilir...
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hematoloji Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmıştı...
Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreterliği ve Kemik İliği Transplantasyonu Alt Grup Başkanlığı görevlerini yürütmüş,
Avrupa Kan ve Kemik İliği Transplantasyonu Kongre Başkanlığı yapmıştı...
Yurt içi ve yurtdışında,
200'ün üzerinde makalesi yayınlanmıştı...
Yani dünyaca ünlü bir bilim adamı
olarak kalsaydı,
paraya para demezdi...
O siyaseti tercih etti...
Baykal'a karşı aday olmaya çalıştığında,
antidemokratik olan
tüzüğün azizliğiyle
gerekli imza sayısına ulaşamamıştı...
Hitabeti, tecrübesi, samimiyeti ve de gençliğiyle
CHP'yi sürükleyen bir lider
olabilirdi...
Elbette, "üst akıl"
senaryoyu başkasının
üzerine yazmıştı...
Koç'un parti yönetimindeki görevlerinden ayrılacağını
açıklamasını bir "yorgunluk"
ifadesi olarak değerlendirmek
istemiyorum...
Oturup bir kenara çekileceğini
düşünmüyorum...
CHP'nin içinde onun
gibi gerçek Atatürkçü siyasetçilere
çok ihtiyaç var...
Bu yüzden ona bu köşeden sesleniyorum:
"Görevi bırak ama
siyaseti asla..."