Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği Gönüllü Eğitmeni Ahmet Acar, geliri az olan insanların da finansal okuryazarlık sayesinde birikim yapabileceklerini söyledi.

Burcu Düzgün'ün sorularını yanıtlayan Acar, 'Biz genelde gelirlerin yetersizliği yüzünden birikim yapamadığımızı düşünüyoruz. Aslında bu tamamen finansal bilinç ve farkındalıkla alakalı. Yani gelir ne kadar olursa olsun, bir miktar tasarruf edilebilir' dedi

Finansal okuryazarlık, kişinin para kullanma ve yönetimi hakkında bilgiyle değerlendirme yapması ve etkili karar verme yetisidir. Kısacası parayı yönetebilmektir.

Aslında bu kavram hayatımıza krizlerle birlikte girdi. Krizler sırasında parasını yönetemeyen insanlar büyük zarar gördü. Çünkü onlarda eksik olan finansal okuryazarlıktı. Finansal okuryazarlık çok parası olmayan insanlar için de gerekli.

Finansal okuryazar olursanız geliriniz az da olsa tasarruf edebilirsiniz. Peki, bu yetiyi nasıl kazanabilirsiniz? Konuyu Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği Gönüllü Eğitmeni Ahmet Acar'la konuştuk.

Düzgün: Sizi tanıyabilir miyiz?

Acar: İlk ve orta öğrenimimi Samsun'da tamamladım. Samsun 19 Mayıs Lisesi'ni bitirdikten sonra yükseköğrenimime İstanbul'da devam ettim. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Üniversite sonrası bir süre İstanbul'da bir aracı kurumun araştırma departmanında araştırma uzmanı olarak görev yaptıktan sonra Samsun'a döndüm. Samsun'da uzun yıllar değişik banka ve aracı kurumlarda, şehrim Samsun merkezli olmak üzere Kastamonu-Sinop-Samsun-Çorum-Ordu-Giresun-Trabzon hinterlandında; yurtiçi ve yurt dışı para, döviz, sermaye piyasaları ile türev piyasalar işlem aracılığı, yatırım uzmanlığı ve danışmanlığı, özel bankacılık bölge portföy yönetmenliği görevlerinde bulundum. Sermaye Piyasası Kurulu İleri Düzey, Türev Araçlar ve Kurumsal Yönetim ve Derecelendirme Lisansları ile Borsa İstanbul Üye Temsilciliği Belgesi (Brokerlık) belgesi sahibiyim.

Düzgün: Bu hafta aynı zamanda da Küresel Para Haftası bu kapsamda nasıl etkinlikler yapıldı?

Acar

Düzgün: Organizasyonların başlangıç noktası nasıl oluştu?

Acar

Düzgün: Bu organizasyonların amaçları arasında finansal okuryazarlığın oluşması var. Peki, nedir finansal okuryazarlık?

Acar: Finansa okuryazarlık bireylerin özel hayatlarında kullandıkları finansal ürünler ve aldıkları finansal kararlarda bilgi temelli kararlar alabilme yetkinlik ve yeterlilik seviyesi şeklinde ifade edilebiliyor. Bir başka ifadeyle, daha basit şekilde ifade edersek bireylerin gelirlerini, birikimlerini ve yatırımlarını akıllıca değerlendirip bütçelerini doğru yönetebilme yetkinliği düzeyini ifade ediyor finansal okuryazarlık.

Düzgün: Yanlış kararlar almayıp doğru adımlar atabilmek için buna ihtiyaç var diyebilir miyiz?

Acar: Evet, kesinlikle buna özellikle son yıllarda çok fazla ihtiyaç var.

Düzgün: Siz ne zamandır FODER gönüllü eğitmenisiniz?

Acar: Yaklaşık 2 yıldır. Fakat çok fazla etkinliklerde yer alma fırsatımız olmamıştı. Bu sene özellikle gayret ettik. Bu organizasyonun içinde olmak istedik. Bu çalışmaların Samsun'da da yapılmasını ayrıca istedik

Düzgün: Samsun'da da okullarda organizasyon yapıldı öyleyse.

Acar: Evet, Samsun'da Doğa Koleji, TED Koleji, Final Okulları, Özel İlkadım Final Temel Lisesi, OMÜ Vakfı Koleji ile Samsun Özel TAKEV Anadolu Lisesinde, ilk, orta ve lise öğrencilerine yönelik Finansal Okuryazarlık eğitimi verildi.

Düzgün: Bu okullarda ortalama kaç öğrenciye ulaşıldı?

Acar: Yaklaşık 700 öğrenciye ulaşıldı. Finansal okuryazarlık eğitimi verildi. FODER ise geçen yıl içinde yaklaşık 25 Bin öğrenciye ulaştı.

Düzgün: Etkinliklerin amacı nedir?

Acar: Parasal konularda farkındalık yaratmak. Çocukları erken yaşlarda doğru harcamaya, doğru tüketime ve tasarrufa yönlendirmek. Bu konuda eğitmek, bilgilendirmek esas amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Düzgün: Bu amaç çerçevesinde finansal okuryazarlık dersleri veriyorsunuz. Peki, bu derslerden bahsedecek olursak nasıl gerçekleşiyor ve herkes bu dersleri alabilir mi?

Acar: Evet bu FODER tarafından hazırlanan bir eğitim aslında etkinlik öncesinde FODER'in gönüllü eğitmenleri FODER genel merkezinde eğitime tabi tutuluyor. Önce onlar bilgilendiriliyor. Dersler 9-12, 12- 14 yaş grubu ve lise ve üniversite öğrencileri olmak üzere üç farklı şekilde planlandı. Ona göre eğitimler verildi. Sponsorlar vasıtasıyla çocuklara kitapçıklarla ulaştık. Çocukları teşvik etmesi için teşekkür belgeleri hazırlandı. Çocukların çok heyecanlı ve konuyla ilgili olduklarını gözlemledik. Bizler de heyecanla paylaştık. Bir diğer yandan aslında çocukların bu bilgilere sahip olduğunu da gördük. Bu bizi çok sevindirdi. Lise de olan öğrencilerde etkinliklerde yer almak istediler.

Düzgün: Yani bu süreç eğitimcilerin eğitimiyle başlıyor diyebilir miyiz?

Acar: Aynen öyle önce onların eğitimi gerçekleştiriliyor. O eğitmenler bütün yurt çapında değişik okullarda aldıkları eğitimler dahilinde çocuklara ilgili bilgileri ulaştırıyor.

Düzgün: Bu eğitimin zorlukları neler? Karşılaşılan problemler oluyor mu?

Acar: Zorlukları yok diyebilirim. Çünkü arkasında çok güçlü profesyonel bir ekip var. Başlangıçta da belirttiğim gibi FODER OECD, BM Kalkınma Fonu, UNESCO, UNICEF gibi 500' e yakın uluslararası sivil toplum kuruluşu ve şirketlerin bir araya gelmesi ile kuruldu dolayısıyla tüm bu destekler çok güçlü. İlgili eğitimlerde bu destekle sağlanıyor. Profesyonel uzmanlara hazırlatılmış eğitim programları mevcut.

Düzgün: Tüm bu çalışmalarda sizin özel bir amacınız var mı?

Acar: Benim özellikle istediğim önümüzdeki yıllarda özellikle Samsun'da çok daha fazla gönüllüyle çok daha fazla çocuğumuza ulaşmak ve finansal okuryazarlık eğitimi verebilmek.

Düzgün: Ne durumdayız peki finansal okuryazarlık bilinci oluşmuş durumda mı?

Acar: Eksiklerimiz olmakla birlikte yapılan araştırmalarda aslında finansal okuryazarlık konusunda belirli ülkelerinde çok daha üzerinde görünüyor. Türkiye bu tarz etkinliklerle eksikliklerin kapatılmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Düzgün: Etkinlikler ve eğitimler sadece çocuklara yönelik mi yapılıyor?

Acar: Sadece çocuklar için değil toplumun her kesimi için bir takım çalışmalar planlıyoruz. Bu kapsamda bazı etkinlikler ve organizasyonlar da düzenleniyor. Özellikle kadınlar, kadın girişimciler olmak üzere toplumun diğer kesimlerine yönelikte bir takım eğitim programları var.

Düzgün: Uzun ve kısa vadeli hedefler arasında neler var?

Acar: Olabildiğince çok sayıda bireye ve çocuğa ulaşabilmeyi hedefliyoruz. Tasarruf bilincinin doğru harcama bilincinin olabildiğince artması uzun vadeli hedeflerimiz arasında. Bu etkinlikler daha ziyade uluslararası krizlerin sonrasında artan etkinlikler ülkeler krizlerin etkisini minimize etmek için finansal okuryazarlık oranını arttırmak durumunda kaldılar. Bu kavram devlet tarafından da çok önemseniyor dolayısıyla okullarda müfredat dahilinde ders olması da düşünülüyor.

Düzgün: Finansal okuryazarlık ders olduğu takdirde neler değişir?

Acar: Tasarruf oranlarını artırmak bu kapsamda hedeflenen en büyük amaçlardan biri okullarda eğitim verilmesiyle de bu amaca ulaşım kolaylaşacaktır. Son zamanlarda tasarruf alanları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok düştü düşüşler yaşandı. Finansal okuryazarlık ve farkındalığın arttırılmasıyla genç yaşlarda hatta çocuk yaşlarda ülke kaynaklarında da tasarruf oranlarının arttırılması, ülke kaynaklarının daha etkin ve verimli şekilde kullanılması hedefleniyor.

Düzgün: Bu çalışmalarda eğitmen olarak yer almak için neler gerekli? Bunun için aranan özel şartlar var mı?

Acar: Bunun için aranan şartlar sadece gönüllü olmaları, istekli olmaları zaten Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği gerekli bütün desteği sağlıyor. Ben genç arkadaşlardan bu şekilde eğitmen olmalarını istiyorum. Derneğin internet sitesinde de gerekli bilgilerin tamamı mevcut konu ile ilgili yol haritasına da oradan ulaşabilirler. Ne yapmaları gerektiği eğitimleri nasıl alacakları hepsi sitede var.

Düzgün: Hedeflerden biri de gönüllü sayısını arttırmak diyebilir miyiz?

Acar: Kesinlikle, bizler bunu da hedefliyoruz. Katılımlar her geçen gün de artıyor. Hatta sadece ülkemizde değil dünya çapında da bu konu ile ilgili artış var. Çok sayıda çocuğa ulaşmayı da bu gönüllü eğitmenler sağlıyor. O yüzden gönüllü eğitmen sayısının daha da artmasını arzu ediyoruz.

Düzgün: Ülkemizde ekonominin üzerinde çok fazla etken olduğunu görüyoruz. Yapılan bir açıklamalar dahi piyasaları etkiliyor. Bu konu ile olumsuz etkilerin bertaraf edilmesi için bir çalışma yapılıyor mu?

Acar: Bütün ilgili kavramlarda olduğu gibi Sermaye Piyasası Kurulu'nun ülkemizde bu konuda öncü bir rolü var. Çok farklı kamu kuruluşları ve STK'larla etkinlikler düzenleniyor. Eğitim ve etkinlik planlamaları yapılıyor.

Düzgün: Samsun'da çok fazla gönüllü eğitmen var mı?

Acar: Artmasını bekliyoruz, istiyoruz. Hatta bu bağlamda İstanbul'da Ankara'da üniversite ve lise öğrencileri gerekli eğitimleri alıyorlar bir alttaki öğrenci gruplarına o eğitimleri veriyorlar. Dolayısıyla lise öğrencisi arkadaşlarımız da eğitmen olabiliyorlar.

Düzgün: İlgili fakültelerde eğitim gören kişiler için de mesleki anlamda deneyim gibi düşünebilir miyiz?

Acar: Evet, kesinlikle onlara mesleki deneyim sağlayacaktır. Ancak sadece ilgili fakültelerde olması gerekmiyor. Onu da bir kez daha belirtmek isterim. Hiçbir tereddüt, çekince yaşamasınlar.

Düzgün: Tüm bu çalışmalar neleri değiştirecek? Nasıl bir alt yapı hazırlanıyor?

Acar: Biliyorsunuz gelirlerimiz ücretlerimiz belirli sınırlı ailelerimizin belli bütçeleri var. Fakat sınırsız da istekler var. İşte bu farkındalık bu eğitimler sayesinde çocuklar paranın zor kazanılan bir şey olduğunu sadece harcamak değil biriktirmek tasarruf etmenin de şart olduğunu kavrayacaklar. İlgili tasarrufların sadece bireysel olmadığını toplumsal bazı sonuçları olduğunu da anlayacaklar. Bu çalışmalar ülke ekonomisi için de ciddi anlamlar taşıyor. İşte bu alt yapının oluşması için çalışıyoruz.

Düzgün: Peki, en büyük zorluk nedir tasarruf konusunda biz neden tasarruf edemiyoruz?

Acar: Biz bunu genelde gelirlerin yetersizliğiyle ilişkilendiriyoruz. Aslında bu tamamen finansal bilinç ve farkındalıkla alakalı yani gelir ne kadar olursa olsun bir miktar tasarruf edilebilir. Bunun mümkün olduğunu gördük.

Düzgün: Derneğinizin adı Finansal Okuryazarlık ve Erişim bu noktada okuryazarlıktan bahsettik ama erişimi konuşmadık peki finansal erişim nedir?

Acar: Hane halkı, firmaların ve bireylerin kredi sigorta mevduat başta olmak üzere ödeme işlemleri başta olmak üzere finansal hizmet ve ürünlere yeterli düzeyde ve uygun şartlarda erişebilmelerini ve bunların kullanımını ifade ediyor. Bu konuda da çok farklı çalışmalar var bu finansal ürün ve hizmetleri ülkemizde genelde bankalar ve benzeri kuruluşlar yapıyor. Bu konuda da bu tarz ürünlere insanların çok farklı kanallardan erişilebilmesi için bir takım çalışmalar yapılıyor. Finansal okuryazarlık ve erişim her iki kavramda birbirini tamamlayıcı nitelikte diyebiliriz.

Düzgün: Bu konunun dünyaya etkileri nasıl oluyor?

Acar: Günümüzde krizler sadece bir toplumu değil dünyayı etkiliyor. Dolayısıyla 'ABD'de bir kriz oldu bu bizi etkilemez' diyemiyoruz artık. Orada yaşanan krizler herkesi etkiliyor.

Düzgün: Son olarak neler ifade etmek istersiniz?

Acar: Size çok teşekkür ediyorum, bu farkındalığın katlanarak büyümesini diliyorum. Umarım finansal okuryazar oranımız artar.

Düzgün: Biz de size teşekkür ederiz.

Röportaj: Burcu DÜZGÜN

Fotoğraf: Çılga GÜREL