Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Genç Liderler Zirvesi'nin açılış töreninde açıklamalarda bulundu. Heden bir araya geldiklerinin iyi hatırlanması gerektiğini vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, "Neyi destekliyoruz, niçin birlikteyiz? Bunu mutlaka hatırlamamız lazım. Bizim her türlü şiddete karşı olduğumuzu söylemek yeterli değil. Bunu göstermemiz ve buna karşı mutlaka çalışmamız lazım. Tabii ki dinimizin isminin herhangi bir şekilde terörle bağdaştırılmasını kesinlikle kabul edemeyiz. Bunu inkar ediyoruz, reddediyoruz. Bunu kullanan insanlara da diyalog alanına zarar verdiklerini ve insanların birbirini anlamasını zorlaştırdığını söylemek istiyoruz. Çünkü bu bizim dinimizin bir suçu değil. İddia etmek bile demek istemiyorum ama eğer birileri Müslüman olduğunu söylüyorsa ve masum insanları öldürüyorsa bizim inancımızda bu çok net bir şekilde tanımlanmıştır. Bizim Peygamberimiz de bize dinimizi anlatırken ve Allah'ın bize emirlerini gönderirken, onun nasıl yaşadığını, sünnetini, onun sözlerini mutlaka hatırlamamız ve rehber olarak kullanmamız gerekmektedir. Buradaki amacı her zaman hatırlamamız gerekmektedir' diye konuştu.

RADİKALLERE İZİN VERMEMELİYİZ
"Hiçbir şekilde fanatiklere, radikallere izin vermemeliyiz. Önümüzde durup bizim temsilcilerimiz olduklarını ya da bu inancın temsilcisi olduklarını söylemelerine kesinlikle izin vermemeliyiz" diyen Bakan Çağatay Kılıç, Suriye ve Irak gibi Müslüman ülkelerde yaşananlara seyirci kalınmaması gerektiğini kaydetti.

Bakan Çağatay Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Tabi kendimizi de eleştirmeliyiz. Suriye ve Irak'ta sorunlar var. Bu ülkeler Müslüman ülkeler. Bizim bu noktada kendimizi eleştirmemiz gerekir. Başka bir ülkenin gelip de bu sorunları çözmesini bekleyemezsiniz. Bunu kendimiz yapmalıyız. Suriye'de şu ana kadar 400 binden fazla masum insan öldürüldü. Bizim Cumhurbaşkanımızın verdiği örneğe bakacak olursak ölen de öldüren de Allah-u Ekber diyor. Burada bir hata var. Bunu mutlaka düzeltmemiz gerekir. Bunun üzerinde çalışmalıyız. Hepimizin insan olarak sorumluluklarımız var. Bunu çözmemiz gerekiyor. Bir diktatörü, zalimi durdurmamız gerekiyor. Türkiye şu anda 2,5 milyon Suriyeli göçmene ev sahipliği yapıyor. Problemleri kısa sürede çözmemiz gerekir. Bizim omuz omuza ve el ele vermemiz gerekir. Aksi takdirde, Müslüman olmanın ne anlamı vardır."