Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in davetlisi olarak Kazakistan'a gitti. Kazakistan'a hareketinden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir basın mensubunun, AB ülkelerinin ve Almanya'nın Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci ile ilgili açıklamaları ile ilgili soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bu açıklamalara yabancı değiliz. Maalesef 15 yıldır bizi hep bu açıklamalarla oyaladılar hala aynı açıklamalar devam ediyor. Türkiye'deki referandum öncesinde Avrupa ülkelerinin bizlere karşı takındığı tavır çok açık net ortadaydı. Şahsım başta olmak üzere bakanlarımızın bir çoğuna kendi ülkelerine giriş izni bile vermediler. Soydaşlarımızla yapacağımız toplantılara müsaade etmediler. Bu onlarla alakalı bir şey değildi. Ülkelerindeki bir seçime oy vermek veya orada referanduma iştirak etmek için bir süreç değildi. Bu ülkemizdeki referandum sürecine orada yaşayan soydaşlarımızın demokratik haklarını o ülkede özellikle kullanma hakkıydı. Karşılıklı olarak mutabakatla gerçekleşmiş adımlardı. Ama terör örgütlerini önde gelenlerine ne yazık ki batı kendi ülkelerinde kampanya yapmalarına müsaade etti. Teröristlerin kendi ülkelerinde konferansla bağlanmalarına da müsaade ettiler. Fakat bize karşı olumsuz davranışları oldu. Biz bunları sorduğumuzda hiçbir cevap veremediler. Bunların hayatı böyle geçti. Kendi içlerinde birbirlerine girdiler. Yatıyorlar kalkıyorlar AK Parti, Türkiye, Erdoğan. Bizimle ne işiniz var. Erdoğan'a vurmak, Türkiye'ye vurmak, size oy mu kazandıracak? Bunu nereye kadar götüreceksiniz. Yarın bir gün uluslararası toplantılarda ne olacak? Hollanda'nın başbakanı gibi mi olsun. O yüzüme bakamıyor. Ben zaten hiç baktığım yok. Bak ne oldu hükümet bile kuramadı. Ne hale düştü. Yarın Almanya'da da benzer şeyler olabilir. Almanya'nın elinde bulundurduğu güç, Türkiye'nin sosyopolitik gücünü yok etmeye muktedir değildir. Bizim bu noktadaki gücümüz çok çok farklı. Türkiye birçok şeyi aşmış durumdu. Türkiye bu ufku aştığı için rahatsız oluyorlar. Bundan sonraki hedef 2023. İnşallah 2023'te, 2019 başkanlık sisteminde atılan yeni adımla, Türkiye'yi çok daha farklı bir yere getirmiş olacağız' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, 'Rıza Sarraf'ın yargılandığı dava ile ilgili olarak, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a da dava açılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusu üzerine, 'Bu konu çok çok ilginç bir konu. Şu anda bunu hukuki bir mantık içerisinde yorumlamak mümkün değil. Eski ekonomi bakanına yönelik atılan adım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum. Zira burada şahsına yönelik bir iddiaya ortaya koyabilmiş değiller. Neymiş, İran'la ilgili yaptırımları delmiş. Biz İran'a yaptırım uygulama kararı almadık. İran'la ikili, hassas ilişkilerimiz var. İran'dan doğalgazın belli kısmını oradan alıyoruz. Bunu kendilerine de söyledik. Sayın Obama'ya da söyledim bunu. Ekonomik ilişkileri yürüten kim, ekonomi bakanı. Ekonomi bakanı hükümetin attığı bu adımı uygulayanlardan biri olacaktır. Atılan bu adımlar tamamıyla siyasidir. ABD bu kararını gözden geçirmesi gerekir. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Halk Bankası Genel Müdür Muavini Hakan Bey ile ilgili konu, Rıza Sarraf olayı da öyledir. Bunların hepsi diğer isimler yine öyledir. Son ziyaretimde Washington'da Büyükelçiliğmiiz önünde PKK terör örgütü mensuplarının bize adeta saldırıyor gibi bir hava içerisine girip, Amerikan güvenlik güçlerinin orada kalkıp da herhangi bir tertip almaması, oradan onları derdest etmemesi bu pis kokunun bir ifadesidir. Benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta olay günü orada olmayan eşimin iki tane koruması hakkında, onlarla ilgili de aynı şeyi yaptılar. Bu Amerika yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor. Büyük bir devlet olabilirsin ama adil bir devlet olmak başka bir şey. Sıkıntı burada. Onun içinde adil bir devlet olmak hukuk sisteminin adil işlemesinden geçer. Hukuk sisteminiz adil işlemiyorsa bu sıkıntılar sürekli olarak o pis kokuları getirir'dedi.
Almanya'da Türklerin kurduğu bir partinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarıyla oy istemesiyle ilgili bir gazetecinin sorduğu soruya ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'ABD isminde orada bir parti kuruldu. Bu partiyi kuranlar da soydaşlarımız. Bu seçimde lokal bir bölgede seçime katılıyorlar. Onlar da ismimizi oradaki Türkleri birleştirici bulması açısından kullanıyor olabilir. Onların gücüne bizim portremizin bir güç katacaksa hayırlı olsun diyorum. Keşke Almanya'nın tümünde seçime katılabilseler. Bu bir adımdır. Ama bu adım onlara Avrupa Parlamentosu seçimlere girmede fırsat olabilir. Ben bunun hayırlı bir adım olduğuna inanıyorum. Hiç korkmayacaklar kendilerini ortaya koyacaklar. Orada yaşayan soydaşlarımızın gücünü görme açısından önemli' dedi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı iddialarının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bunların hepsi suyu bulandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Doğmamış çocuğa don biçiyorlar. Herkes yerinin konumunu bilsin. Türkiye'de siyaset yapıyoruz. Sayın Bahçeli'yle şu süreçte partimiz, gayet güzel bir diyalog içerisinde olduk. Bu diyaloğun bu dayanışmanın güçlenerek devamı Türkiye'nin geleceği bakımından çok önemlidir. Bu geleceği inşa ederken, görüşmeler neticesinde her şey olabilir. Bunu kimsenin bir kenara atmaya hakkı yok. Yani ana muhalefet partisi Kandil'le irtibat kuruyor bunu gündeme getirmiyorlar da bu ülkede yerli ve milli davranan liderlerin veya partilerin görüşmeleri bunları niye rahatsız ediyor. Bizim çok önemli bir yanımız var. Yerliyiz ve milliyiz. CHP ve HDP'ye baktığınız zaman bunların yerli ve milli bir yanı yok. Tam aksine bunlar bu ülkeye saldıran bu ülkeye her yerde batıya dünyaya şikayet etme suretiyle nereden önünü keseri gayretinde olanlarla işbirliğinde. Ana muhalefet partisinin bir temsilcisi çıkıyor, SİHA'larla ilgili açıklama yapıyor.Neymiş sivilleri vurmuş. Nerede o siviller. SİHA'lar teröristleri vuruyor. Silahlı kuvvetlerimiz çok daha kuvvetli hale gelmek suretiyle, terörle, terör örgütleriyle mücadelesini sürdürecektir. Bunu CHP'nin temsilcileri durduramaz. Ben beklerdim ki CHP'nin Genel Başkanı çıksın, 'ey Tanrıkulu sen kimlerden yanasın teröristlerden mi yoksa bu ülkenin güvenlik güçlerinden mi' desin. Bu kadar güvenlik güçlerimiz şehit oldu. Bu kadar sivilimiz şehit oldu. Bunların sesi çıktı mı? Çıkmadı. Biz silahlı İHA'larımız yaptık. Terör örgütü kaçacak delik arıyor. Bu beyler ölen teröristleri savunur hale geldiler. Biz sizi tanıyoruz. Siz bunların cenazesine katılırsınız. Tek farkınız var. Siz CHP'siniz onlar HDP. Ama sizin yerlilik, millilik gibi bir özelliğiniz yok. Hangi merciye müracaat ederlerse etsinler, biz attığımız adımların sonuna kadar doğru olduğuna ve bu kararlılıkla terörle mücadeleyi de terör örgütünden bir kişi dahi kalmayıncaya kadar sürdüreceğiz. Savunma sanayimizi güçlendiriyoruz. Bu konuyla ilgili her türlü silahlanmamızı gerçekleştiriyoruz. Yeter ki bunları yerli ve milli olarak üretilebilir hale gelelim. Çok daha rahat içeride ve dışarıda bu mücadeleyi sürdürelim' dedi.