Toplantı öncesi basına açıklamada bulunan AGİT Dönem Başkanı ve Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, ''AGİT bölgesinde ve Avrupa'da istikrarın sağlanabilmesi için terörizm, şiddet yanlısı aşırıcılık ve radikalizmin her türüyle mücadele edilmesinin Avusturya'nın dönem başkanlığı süresince en önemli başlık olmuştur.'' dedi. Ayrıca AGİT Radikalleşme ile Mücadele Özel Temsilcisi Peter Neumann da teröre götüren radikalleşme ve şiddet yanlısı aşırıcılıkla mücadele konulu raporunu tanıttı.
Raporda, AGİT üyesi ülkelerin yürüttüğü çalışmalara da yer veriliyor. Raporda, Türkiye'de yaklaşık 3.1 milyon Suriyeli sığınmacının barındığı, 800 bin mülteci çocuğa yönelik Türk polisinin sosyal yaşama uyum kursları verdiği belirtiliyor. Raporun içeriğinde, radikalleşmeyi tetikleyen Suriye, Irak ve Libya gibi çatışma bölgelerinde AGİT'in daha etkili olması gerektiğine işaret ediliyor. Asya ve Batı Balkanlarda teşkilatın hali hazırda belirleyici bir rol oynadığını, ancak bu bölgelerdeki ülkelerin güçlendirilmesi için AGİT'in daha fazla inisiyatif üstlenmesi belirtiliyor. Terörle mücadelede sosyal medyadan, okullara, emniyet güçlerinin eğitiminden hapishanelerde yapılacak farklı çalışmalarla kadar birçok alanda mücadele verilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
'' Terör ve aşırıcılığın farklı yüzleri bulunuyor''
AGİT Dönem Başkanı ve Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, ' 2016'da AGİT bölgesinde binin üzerinde masum sivil vatandaş terör eylemlerinde hayatını kaybetti. AGİT üyesi ülkelerden yaklaşık 10 bin yabancı terörist, DEAŞ'a katılmak üzere Suriye ve Irak'a gitti. Bu kişiler geri dönmeleri halinde büyük tehlike oluşturacak. Terör ve şiddet yanlısı aşırıcılıkla mücadelede ayrım yapılamayacak. Terör ve aşırıcılığın farklı yüzleri bulunuyor. DAEŞ, PKK gibi terör organizasyonlarının yanı sıra sağ ve sol şiddet yanlısı gruplar Avrupa'da varlık gösteriyor. Terörle mücadelede askeri operasyonlar birinci sırada yer alıyor. Irak'ta yaklaşık yüzde 60, Suriye'de ise yaklaşık yüzde 30'luk bir alan DEAŞ'dan temizlendi. Askeri operasyonların yanı sıra DEAŞ gibi terör oluşumlarının sempatizan topladığı şehirlerde yürütülen mücadeleler daha önemli. AGİT bu anlamda çeşitli çalışmalar yürütüyor. İnternet, okul gibi alanlarda terör gruplarının gençleri etkisi altına almaması için AGİT üyesi ülkelerin büyük bir çaba sarf etmesi gerekiyor. Özellikle hapishanelerde radikalleşmenin önlenebilmesi ve radikal görüşlere sahip kişilerin normalleştirilmesi için çalışmalar yürütülmeli'' dedi.
''Terör ve aşırıcılıkla mücadele uzun ve sistemli bir çalışma gerektiriyor''
AGİT Radikalleşme ile Mücadele Özel Temsilcisi Peter Neumann, ''DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ta 2014'te ele geçirdiği bölgeleri kaybetmeye başlamasının ya da DEAŞ'ın tamamen bu bölgede yenilgiye uğraması terörizmi bitirmeyecek. Terörizm kısa ve orta vadede AGİT bölgesinde etkili olmaya devam edecek. Radikalleşen ve eğitimli yabancı teröristin geri dönmesi, DEAŞ'ın geliştirdiği yeni stratejiler ve özellikle önceden tespit edilmesi güç, basit, ucuz ancak etkili saldırılar, DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ta tamamen bitirilmesi durumunda yeni ve kimse tarafından tanınmayan gruplar ortaya çıkartacaktır. Bu nedenle terör ve aşırıcılıkla mücadele uzun ve sistemli bir çalışma gerektiriyor.'' dedi.

AGİT Özel Daimi Konsey Toplantısında ’’Radikalleşme ve Aşırıcılıkla Mücadele Rap