Arapça'dan dilimize girdiği halde Türkleşmiş isimler vardır. "Mehmet" mesela... Peygamber Efendimizin isminin Türkçeye mal olmuş halidir. O kadar Türk olmuştur ki, askerlerimize bile "Mehmetçik" deriz.

Fatih Sultan Mehmet, birçoğumuza göre Türk tarihinin en büyük Sultanıdır ki, adı Mehmet, lakabı Fatih... Baksan Arapça kökenlidir ikisi de, ama günümüzde bile en yaygın Türk erkek isimleri arasında Fatih ve Mehmet, herhalde ilk onda yerini alır!

"Elif" ki Arap alfabesinin ilk harfidir; Karacaoğlan'a "Deli gönül abdal olmuş / Gezer Elif Elif deyu" dizelerini yazdıracak kadar Türkleşmiştir. "Elif dedim, be dedim / Kız ben sana ne dedim." diye türkü olacak kadar bizim olmuştur...

"Ali" de Arapçadan geçen isimlerdendir ama Balkanlar'da bir bakmışsın Aliş olmuş, bir bakmışsın Aliço... Tastamam Türkleşmiştir.

***

Arapçadan Türkçeye geçmiş isimler arasında en bilinenlerden birisi de "Kemal" adı... Lakin son yıllarda bu isimle zoru olan bir cenah var ki, öfkelerini yenemeyip hakaret etmekten geri durmuyor.

Sebebi malum... Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Kurtuluş Savaşının ölümsüz kahramanı Mustafa Kemal Atatürk'e olan dinmek bilmeyen nefretlerini böyle çıkarıyorlar.

Mustafa ve Atatürk kelimelerini kullanamadıkları için olsa gerek, gizli veya açık ulu öndere hakaret etmek isteyen şer odakları, "Kemal" kelimesinin başına sonuna ekledikleri çirkin sıfatları kullanma cihetine gidiyorlar.

***

Kemal kelimesi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde "Bilgi ve erdem yönünden olgunluk, erginlik, yetkinlik, eksiksiz olma" gibi anlamlara geliyor. Selanik askeri rüştiyesindeki öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Bey, öğrencisi Mustafa'ya olgunluğu ve derslerindeki üstün başarısı nedeniyle "Kemal" adını ilave etmiş...

***

Lakin "Kemal" kelimesi, yazımızın başlarında ifade ettiğimiz gibi Arapça kökenli olduğu halde Türk diline ve kültürüne mal olmuş pek çok isimden bir tanesi... Haliyle bu güzel ismi taşıyan öyle çok değerimiz var ki!

***

Türk Milliyetçiliğinin fitilini ateşleyen isimlerin başında gelen Namık Kemal, "Vatan Şairi" olarak bilinir. "Vatan yahut Silistre" isimli eserinin kahramanlarından İslam Bey, sevdiği kıza veda ederek cepheye giderken "Yaşasın vatan!" diye bağırır.

Hürriyet Kasidesi isimli şiirinde mealen, "Felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin / Millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim." diyen de Namık Kemal'den başkası değildir.

***

Bizim gençlere öğreten çıkmadığından olsa gerek, pek bilinmez... "İngiliz Kemal" diye bir kahramanımız vardır ki James Bond yanında halt etmiş! Asıl adı Ahmet Esad olan bu çılgın Türk, gençliğinde Abdülhamit'in hafiyeleriyle başı belaya girince dayısı tarafından bir İngiliz gemisine verilerek kaçırılır. Gemi kaptanı onu sahiplenir. Adeta bir İngiliz gibi yetişmeye başlar. Boksör olur. Bu arada tahsilini de ihmal etmez. Birinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul'a döner. İşgal yıllarında Türk milli mücadele hareketine katılır. Kılık ve isim değiştirerek İngiliz güçlerinin arasına sızar. Çok iyi İngilizce bilmesi, onun kolayca gizlenmesini sağlar. Lakabı artık İngiliz Kemal'dir. Kurtuluş Savaşı sırasındaki en büyük hizmeti, bir Amerikan istihbarat subayı kılığında Anzavur çetesinin yanına gelip onlardan imkanlarını ve taleplerini öğrenmesi olur. Bu bilgiler sayesinde Kuvvayı Milliye güçleri Anzavur ayaklanmasını bastırır.

Yunanlılar tarafından yakalanıp bir süre hapis de yatan İngiliz Kemal, Cumhuriyetin ilanından sonra kendisine yapılan görev tekliflerini kabul etmez. Yaratılışı bakımından özgür bir karakteri vardır. Beş parasız olduğu halde tüm dünyayı dolaşır. Ölümüne iki sene kala, acz içine düşer. Devlet, ona vatan hizmetine karşılık maaş bağlar ve 1966'da sessiz sedasız hayata veda eder.

***

Bir de "Ustura Kemal" var tabii... Haldun Sevel'in yarattığı vatansever İstanbul kabadayısı... Tıpkı İngiliz Kemal gibi işgal yılları ve Kurtuluş Savaşı döneminin kahramanı... Lakin bu, çizgi roman dünyasında yaşayan bir isim... Gerçek değilse de aslında Osmanlı'nın son döneminde İstanbul'da yaşanan mahalle hayatının hakikatlerinden fırlamış bir tip...

Şimdinin menfaatçi ve mafya bozuntusu kabadayılarına benzemiyordu Ustura Kemal... Cebinde beş kuruş olmadığı halde hiçbir menfaat peşinde koşmayan, kendince adalet dağıtmaya çalışan, en yakın arkadaşı Ağır Hasan'ın öldürülmesinden sonra onun biçare eşine ev satın alan, "yüce dağların ayısı" lakabıyla andığı yakın arkadaşı Arap Abdullah'la birlikte Karacaahmet civarında racon kesen bir yiğit... Tabii ki işgalci İngiliz askerlerine kök söktüren, Anadolu'ya milli mücadele için silah kaçırılmasında aktif görev alan bir Türk milliyetçisi...

***

Millete mal olmuş Kemallerden bahsederken Yahya Kemal'e de bir pencere açmamak olur mu? "Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik" dizeleriyle hafızalarımıza kazınan Yahya Kemal Beyatlı, Kurtuluş Savaşı yıllarında gösterdiği milli duruşu Lozan Barış Görüşmelerine katılan heyette yer alarak taçlandırmış büyük bir şairimizdi.

***

Şüphesiz bütün Kemaller bir değil... Aralarında Ali Kemal misali idrak yoksunu olan istisnalar da vardı şüphesiz...

Ama şurası bir gerçek ki, "Kemal" ismi Türk milletinin sevdalı yüreğine kazınmış bir çok kıymetli şahsiyetin adıdır.

Başta Mustafa Kemal olmak üzere, Türklük mefkuresine hizmet etmiş o Kemallere dil uzatacak olanların önce kendi necasetlerinden arınmaları gerekir.