n
n
n insanoğlunun durup durmak bilmez çabası boşuna değildir. Ruhunda var olan güzellikleri yaşadığı şehirlere vermesini bilmiştir. Bu sebepten şehirler de tıpkı insanlar gibi şahsiyet sahibidir.
n
n Şehirler sadece beton hakimiyetine bürünmüş binalardan oluşmaz. Oralarda geniş yeşil alanlar, park ve bahçeler de fazlasıyla bulunur.
n
n Farklı kültürlerden gelen insanları ortak değerler alanında buluşturur. Birliğimizin ,dirliğimizin çimentosu olur. Betonun hakimiyet alanını, yeşilin karşı koyması yavaşlatır. Toplumsal bilinçlenme en ileri seviyededir. Medeniyet, inanç kaynağından maddi anlamda şahsiyetini bularak görkemli binalar, mabetler, kültür sarayları olur. Halk kendi kültür değerlerini uygarlığa giden fikir bahçelerinden derlediği güçle ileriye taşır.
n
n Şehirde harmanlaşma olur. Fikirler birbirine karışır. Yeni fikirlerin tomurcuklanmasına zemin hazırlar. Bu hiç durmayan bir oluşumdur. Dünden, bugünden, yarına akan coşkun nehirler gibidir.
n
n Bir mabette ellerin açılmasıyla Yaradana dua şeklinde yakarış ; sanat ortamında çalınan sazın telinde nağme olur sesimiz. Varlığımız birliğimiz güç bulur. Şehirler fikri olgunluğun, kültürel hayatımızın fikir bahçeleridir. Her yaş grubundan toplum kesiminden insan, şehirlerde buluşur. Herkes karşısındakini anlama adına hoşgörü kültürünü büyütür, olgunlaştırır. Bu anlayış toplumsal mayamıza güç katar. Daha duyarlı ve dayanıklı oluruz.
n
n İnsanlığın geldiği bugünkü aşamada kardeşliğin, birliğin şarkıları, sanat sokaklarında, kültürel ortamlarda beslenir. Zaten mayamızda var olan şarkılar, türküler anlamını kent toplumunun insanı üzerine rahmet yağıyormuşçasına tesir eder. Ruhu, gönlü huzur bulur. Kentler dev kalabalıkları sayesinde içinde yaşayanları yorar. Çiçekli bahçeleriyle insanı ön plana alan oluşumlarıyla kentler yaşamaya devam eder. Kentler ışıl ışıl caddeleriyle ve gülen insan çehreleriyle geleceğe seslenir.
n
n
n