TBMM’nin yeminle açılışı yapıldı.
Açılışa 24 yıl öncesinde olduğu gibi Leyla Zana krizi damgasını vurdu.
Leyla Zana yemin metni dışına çıktı.
Deniz Baykal yeminin tekrarını istedi.
Ancak, Zana ikinci kez kürsüye çıkmadı.
Bundan sonra da yemin etmeyeceğini açıkladı.
Bir yerde koca Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne meydan okudu.
Söylenecek tek şey yuh olsun.
Bu ülkede bu türler milletvekili olarak o çatı altında yer alacaksa ki, alıyor yazıklar olsun.
Onu seçenlere de, seçtirenlere de.
Ülkesini sevmeyen.
Sürekli krizler yaratan.
Meydan okuyan.
Halkın verdiği oya ihanet eden bir kişi milletvekili olabilir mi?
Oluyorsa, bu ülkenin kurallarına uymuyorsa yasalar belirlenen cezayı vermeli.
Hakkında soruşturma açılmalı.
Leyla Zana Kürtçe ‘Kalıcı ve onurlu bir barış umuduyla’ diyerek yemin etmek istedi.
Kalıcı ve onurlu bir barış umuduyla, diye söze başlayan yeminini değiştirir mi?
Barışa ve onura aykırı hareket eder mi?
24 yıl önce kriz yaratan Leyla Zana, umduğunu bulabilmiş miydi?
Bugün bulabilme şansı mı aradı?
Ne aradı bilemem.
Bilebildiğim bu ülkede kriz yaratıp huzuru kaçırmak istedikleri.
İşin özü; Leyla Zana iyi niyetten yoksun.
Kaos yaratan.
Haksızlığını haklı göstermeye çalışan.
Partisine zarar veren.
Oy veren topluma saygısızlıkta bulunan biri olarak tarihe geçecek.
Hem de bir değil iki kez aynı yanlışı yaparak.
Leyla Zana, gerek 1991’de.
Gerekse önceki gün yarattığı kriz ile Ziya Paşa’yı hatırlattı.
Hani o meşhur sözü ile.
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Ne dersiniz?