n

n

n

n

n Şubat 2014’te başlayan ve günden güne derinleşen Rusya ve Ukrayna arasındaki gelişmeleri tüm kesimler okumaya çalışıyor. Yapılan okumalar kültürel, siyasal ve ekonomik anlamda olsa da uzmanlar, enerji alanında da ciddi okumalar yapıyor. Bu gelişmeler ve okumalar; ülkemizi birçok açıdan ilgilendiriyor.(Kültürel, siyasal, ekonomik ve enerji alanları açısından)

n

n

n

n Bugün sizlerle Ukrayna-Rusya arasında yaşanan gelişmelerin ülkemiz enerji politikaları açısından yansımalarını okumaya çalışacağız.

n

n

n

n İlk önce ülkemizin enerji verilerini hatırlayalım; 2012 yılı itibariyle doğalgaz ithalatımız 23 milyar dolar, toplam enerji girdileri ithalatımız 60 milyar dolar, 2012 yılında toplam ithalatımız 236 milyar dolar gerçekleştiği kabulünü yaptığımızda petrol ve doğalgaz ithalatımız toplam ithalatımızın % 23’ünü oluşturuyor. 2012 yılı itibariyle toplam elektrik enerjisi üretimimizin C’ü doğalgaz kullanılarak üretiliyor. Doğalgaz ithalatımızın U’ini Rusya’dan , ’unu İran’dan , % 10’unu Cezayir’den , % 8’ini Azerbaycan’dan ve diğer ülkelerden gerçekleştiriyoruz. İhtiyacımızın sadece %1’ini yerli üretimle karşılıyoruz. Yani anlayacağınız enerji açısından neredeyse tamamen dışa bağımlıyız.

n

n

n

n

n

n Gelişmelere yönelik enerji konusundaki diğer okumamızı da Türkiye ile Azerbaycan arasında yapılması planlanan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) doğrultusunda yapacağız.

n

n

n

n Zira Ukrayna Rusya arasındaki gelişmeler Avrupa’yı doğalgaz tedariki ve maliyetleri konusunda ciddi ciddi endişelendiriyor.

n

n

n

n Artan doğalgaz ihtiyacı için tedarik çeşitlemesi gerçekleştirmek arzusunda olan Avrupa’nın danışmanlık firması AT Kearney’e göre 2020 yılı gaz ithalatı 327 milyar metreküpten 413 milyar metreküpe yükselecek. Yani yaklaşık yüzde otuzluk bir talep artışı söz konusu.

n

n

n

n Talepte meydana gelen artışa karşılık tedarikte çeşitliliğin yolunu arayan Avrupa için TANAP projesi alternatif bir tedarik kaynağı olabilir.

n

n

n

n 26 Aralık 2011’de mutabakat zaptı imzalanan, 26 Haziran 2012’de de hükümetler arası imzaların atıldığı TANAP, Türkiye ve Avrupa’nın doğalgaz arzına, Azerbaycan Şah Deniz-2 sahası ve ilave kaynaklardan doğal gaz tedarikiyle katkı sağlaması hedeflenmiştir.

n

n Türkiye Gürcistan sınırından (Ardahan İli, Posof İlçesi) başlayarak Yunanistan sınırında (Edirne İli, İpsala İlçesi) ve/veya Bulgaristan sınırında (Kırklareli İli, Kofçaz İlçesi) son bulacak boru hattının; Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne illerinden geçmesi planlanmıştır.

n

n Yaklaşık maliyeti 45 milyar dolar olan proje kapsamında beşbin kişinin istihdam edilmesi hedeflenmiştir.

n

n

n

n Doğalgaz arz enstrümanını elinde bulunduran ve bu enstrümanı çok iyi kullanan Rusya’ya karşın Avrupa’nın TANAP projesini desteklemesi ve gerçekleşmesi için katkı sağlamasını beklemek gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Ukrayna’da meydana gelen gelişmeler projeyi ön plana çıkarmaya başladı bile.

n

n

n

n Ulusal enerji politikaları açısından yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimi ve enerji verimliliğini artırarak enerji bağımlılığımızı azaltmayı, enerji ithalatında tedarik çeşitliliğine yönelmeyi aklımızdan çıkarmamalıyız.

n

n

n

n Devam eden ve uzun soluklu olan doğalgaz satrancında bakalım hamleler bundan sonra nasıl gerçekleşecek?

n

n

n

n Sağlıcakla.

n

n Kadir GÜRKAN

n

n

n