Balıkçılarımız gece ‘Vira bismillah’ dedi.

Denize açıldı.
İlk gece genellikle mesaj verir.
Ne mesaj verdi bilemem.
Bilebildiğim her geçen yıl denizlerimizde balık düşüşünün yaşandığı.
Bu sezon da devam eder mi?
Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. İsmet Balık, temennide bulundu.
Rakamları vererek endişesini anlatmaya çalıştı.
Sayın Balık’a göre, geçmiş yıllarda 300-350 bin ton olan hamsi avı, geçen yıl 95 bin tona düştü.
Hatta tüm denizlerimizde geçen yıl avlanan balık miktarı 300 bin ton oldu.
Bu da gösteriyor ki denizlerimizden avlanabilen balık miktarında büyük düşüş var.
Bu düşüşün önüne geçilebilmesi için birtakım önlemler şüphesiz alınıyor.
Alınıyor ama rakamlar yetersiz olduğunu gösteriyor.
Balık, özellikle hamsi geçmiş yıllarda dar gelirlinin ucuza alabildiği idi.
Günümüzde fiyatlar uçuk.
Nedeni de belli.
Avlanabilen balık miktarının üçte bire düşmesi.
Karadeniz cömertliği ile bilinen denizlerimizin başında yer alırdı.
Eğer cimrileştiyse balıkçılarımız bir değil bin kez düşünmeli.
Avlanmada mı yanlış yapılıyor?
Yoksa, balıklarımız mı yer değiştiriyor?
Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili deniz ürünleri açısından zengin olması gereken bir ülke.
Bu ülkede balık eğer fiyatıyla zengin yiyeceği haline getirildiyse hatalarımızı bir bir göz önüne almalıyız.
Devlet de denizlerimize sahip çıkmalı.
Yıllardır merak ederim, hiçbir iktidar Balıkçılık Bakanlığı kurulmasını akıl etmez.
Tarım, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı’na bağlı genel müdürlükle işi kotarmaya çalışıyorlar.
Gereken önemi de veremiyorlar.
Denizlerimiz tarla değildir.
Tarla gibi görüp Tarım, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı bünyesinde ikinci sınıf görülürse zaten olacağı da bu.
Her neyse, 1 Eylül gecesi balıkçılarımız vira bismillah, diyerek denize açıldılar.
Temennimiz bol miktarda avlanabilmeleri.
Piyasaya ucuz sürüp dar gelirlilerin de alım gücünü zorlamamaları.
Balık her isteyenin yiyeceği olabilmeli.
Olabilmeli ama olabilmesi için gerekeni yapmaktan ne yazık ki uzaktayız.
Haydi hayırlısı.