Öncelikle belirtmeliyim...
Amacım kimseyi
gücendirmek değil...
Hayatın her alanında
anlayışlar değişince,
insani ilişkiler de
farklılaştı elbette...
Eskiyle bugünü,
hiçbir manada
karşılaştıramam...
Eksik olur, yanlış olur!..
Sadece, o güzel
yıllar için "Ey gidi günler"
diyebilirim...
Yani; amacım, mazide kalan
o eski günlerin
manevi hazzıyla
"Biz bu günleri de gördük"
diyebilmek!..
Bir anlamda özlem!..
O yıllar; her derdin çaresinin
Ankara'da olduğu dönemlerdi...
Memlekette şimdiki gibi
hastaneler ve tıbbi imkanlar
yoktu o zamanlarda...
Hastasın ya da
hastan var,
Ankara'ya sevk etmişler!..
Koskoca şehir... Kimi tanır, kimi bulursun? Ne hastane kapısını
bilir ne doktor tanırsın. Torpilin yoksa eğer,
hastalıktan önce
sürünmekten ölürsün!..
O yıllarda İlyas Kılıç,
"hızır" gibi
yetişirdi insanların imdadına...
Rahmetli İlyas abinin
evi Tandoğan'da. Eski garajlardan
yürüme mesafesinde...
Gelmişsen Ankara'ya,
hastayı yürütür mü
İlyas abi...
Belki taksi paraları
yoktur hemşehrisinin
cebinde, diye düşünür...
"Hadi Sinan, al da eve getir"
der...
Oğlu Sinan abi,
genç o yıllarda. Kendi işi olsa bile
babasının o direktifini ikilemeden
yerine getirir,
hemşehrilerini annesinin hazırladığı
sofraya yetiştirdi...
Bazı sabahlar,
o evin önündeki
kalabalıkları,
bugün bazı parti liderleri
rüyasında görür...
İlyas abi, böyle büyük yürekli
bir insandı. Ama
onun arkasında
dağ gibi duran
bir kadın vardı...
Elleri öpülecek,
hakkı teslim edilecek bir kadın...
Kimsin nesin, hangi partilisin,
gibi soruların asla sorulmadığı
o evin kapılarını
açan, Leman teyzeden
söz ediyorum...
Bir gün olsun, "yoruldum" demeden,
"yeter" diye isyan etmeden
garip gurabaya, fakir fukaraya
Allah rızasıyla hizmet eden bir kadından...
Bugün kim yapabilir bunları,
kim?..
Onun için İlyas abiye "baba"
Leman teyzeye "Ana"
diyordu bu insanlar...
Leman teyze, o yüzden
hizmet ettiği
binlerce Samsunlunun da anasıydı...
Anne acısının ne demek
olduğunu iyi bilirim...
Yıllar geçse de
o acı, insanın içinde
büyür de büyür.Bazen
bir volkan gibi
patlamak
ve yalnızlığı
haykırmak ister,
gizli gizli ağlarsın!..
Dedim ya, anne acısını bilirim...
Ancak, "Takdir-i İlahi" karşısında
dua etmekten
başka yapacak bir şey yok!..
Bugün son yolculuğuna uğurlayacağımız
Leman teyzeye
Allah'tan rahmet diliyor;
evlatları, torunları, yakınları ve
onun helal sofralarında
yediği ekmeği hiçbir zaman unutmayan
binlerce Samsunluya başsağlığı diliyorum...