Haziran ayında tanışmıştım, genç ve üretken mühendislerle. Daha sonra edindiğim bilgileri 'Bir Garaj Projesi' başlığıyla köşemde sizlerle paylaşmıştım.

Evsel sıvı atıkları, dünyada ilk kez kendi tasarladıkları borulu arıtma sistemi ile arıtarak suyun bahçe sulama ve araç yıkama gibi ikincil kullanımına olanak tanıyan bir sistemi üreten BİOPİPE ekibinden bahsediyorum.

Merkezi İsviçre'de bulunan SGEK Holding ile Melek Yatırımcı sistemi çerçevesinde evlenen ve merkezini İsviçre'ye alarak kapsama alanını dünya ölçeğine çeviren BİOPİPE geçen hafta Japon devi Mitsubishi'nin ana hissedarı olduğu 'Metito' ile 'Teknoloji lisanslama ve ortak girişim' anlaşması imzaladı.

Tüm yaygın medyada yer bulan anlaşma ile BİOPİPE dünyaya Metito ile açılmayı hedefliyor.

Haberi seyrederken, okurken mutlu oldum. Bir mühendislik öğrencisinin arkadaşlarıyla gerçekleştirdiği garaj projesinin yerelden evrensele nasıl da adım adım gittiğini görerek.

Aslında bu garaj projesinin çıkışında KOSGEB'in verdiği desteği daha sonrasında ise verilemeyen destekleri de konuşmak gerekir.

Ülkemizde girişimlere verilen destek ve teşviklerin performans çalışmalarının yapılıp yapılmadığını bilemiyorum. Yalın bir ifade ile sağlanan kaynakların amacına ulaşıp ulaşamadığını kastediyorum.

Kalkınma Ajansları, KOSGEB, TÜBİTAK, Bakanlıklar, Bankalar , TTGV vs. vs… Farklı farklı konularda farklı kurumlarca o kadar teşvik uygulaması var ki takip edebilmek mümkün değil. Bu farlılık, beraberinde kaynakların efektif kullanımının sorgulanmasını ve stratejide bütünlük sağlanamamasını getiriyor.

Teşviklerin üretime yansımasının ve yarattığı katma değerin ölçülmesinin mevcut teşvik sistemimizin performansının belirlenmesinde önemli bir başvuru kriteri olacaktır.

Ölçemezsek bilemeyiz, bilemezsek yönetemeyiz.

Sağlıcakla