Cumhurbaşkanı
Erdoğan, PYD'yi PKK'nın uzantısı
olarak gördüklerini
defalarca söyledi; ama
Amerika,
bu terör örgütüne desteği
kesmek yerine
aksine artırdı...
Amerikalılar, bu desteği gizlemek
bir yana, "PYD ile ittifak" yaptıklarını
açıkça vurguladı...
"Türkiye, verilen silahlar
PKK'ya gidiyor"
diye itiraz etti de ne oldu?..
Daha geçenlerde Diyarbakır'da
bir depoya yapılan
baskında, ABD yapımı insansız
hava aracı (İHA) bulunmadı mı?..
Amerikalılar,
"Biz vermedik" bile demedi...
Bu ülkede, Amerika'nın PKK ile olan ilişkisini
bilmeyen yok zaten...
Helikopteri düşürülen
rahmetli Org. Eşref Bitlis,
yıllarca önce,
Amerikan uçaklarının
Ağrı Dağı'nda PKK'lı teröristlere
malzeme attığını
tespit etmemiş miydi?..
Amerika'nın
bu ilişkisi,
1970'li yıllarda Abdullah Öcalan daha öğrenciyken
başlamıştı...
Okuldaki siyasi olaylar
nedeniyle gözaltına alınan
ve aşırı solculuğuyla
fişlenen Öcalan,
nasıl tapu memuru olarak
devlet kapısında iş bulmuştu?..
Ve Diyarbakır'a
tayin yaptırabilmişti?..
Neyse...
Dış ilişkilerde, daimi dostluklar
yoktur; daimi düşmanlıklar da...
Türkiye, "Sözüne güvenilen ülke"
olarak, "dost" dediğine
inanmanın
bedelini ödüyor şimdi?..
Dün İran'a
öfke kusanlar,
bugün Ayetullah'ın altına kırmızı halılar seriyor...
Rusya ile Amerika PYD
konusunda ortak davranıyor...
Sözün özü;
şeytan bizi aldattı,
suyu da bize ısıttırdı...
Yani, açıkça dost kazığı yedik!..