Samsun'un
gündeminde,
"Paralel Yapı
Operasyonu" var...
Pansiyonlar, evler ve işyerlerinde
aramalar yapıldı ve 10 kişi
gözaltına alındı...
Bu ilk dalga
değil aslında...
Önce Emniyet,
sonra Maliye
daha sonra da
Milli Eğitim
devredeydi...
Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde
"paralel yapı" ile ilişkili olduğu
öne sürelen
polislere yönelik bir çalışma
başlatılmıştı...
Maliye, defter
incelemelerinde bulunmuş,
Milli Eğitim de
"ruhsatsız"
raporuyla bazı dershanelerin
kapatılmasını sağlamıştı...
"Samsun'da
neden paralel yapı operasyonu yapılmıyor?"
sorusunun seslendirildiği
ve hatta basına yansıdığı şu günlerde,
polisin dünkü baskını,
daha büyük çaplı
bir operasyonun
sırada olduğunu
gösteriyor...
Ucu kime dayanır, bilemem ama
dün gözaltına alınanların
büyük bir çoğunluğunun
salıverileceğine de inanıyorum...
Çünkü, iddia edilen
işleri yapacak
türden insanlar değil onlar...
Samsun'da en masumane biçimde
cemaatle ilişkili olan
insanları herkes gibi ben de tanıyorum...
Çoğunun amacının, Allah'ın rızasını kazanmak
olduğunu da biliyorum...
Mesele işte tam burada...
Sapla saman ayrılırsa,
Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Oda TV ve Devrimci Karargah
davalarında yaşandığı gibi
birçok masum insan
suçsuz yere ceza almamış olur!..
Kimler sahte belgelerle
kumpas kurduysa,
kimler haksız ithamlarla
"itibarsızlaştırma operasyonları"
yaptıysa, kimler
devletin güvenliğini hiçe sayarak,
casusluk faaliyetlerinde
bulunduysa, kimler işadamlarına
korku saldıysa,
kimler tüyü bitmemiş yetimin hakkını
cemaate aktardıysa varsın, cezasını çeksin!..
Dedim ya, asıl mesele
suçluyla suçsuzun ayırılmasında...
Adalet; yavaş işlediği için
topaldır ama asla "kör" değildir...