Hayat, yolculuktur bir bakıma; başlangıcı ve sonu belli olmayan.Tıpkı yaşamla ölüm arasında bir çizgi gibi .Nerede kırılacağı sürprizlere bağlı.

Yaşadığımız sürece ideallerimizi gerçekleştirmek için hedefe doğru yaptığımız her hamleyi bir amaç olarak kabul edersek, herkese göre değişen varılmak istenen hedefler ve bizi bu hedeflere ulaştıran yollar,yöntemler farklı farklıdır.İnsanı heyecanlandıran,yaşamı anlamlı kılan da budur.

Hayatımızın herhangi bir anında, sahip olduğumuz değerlerin ve anlamlı bulduğumuz ideallerin sanki yok olmaya yüz tuttuğunu, önemsenmediğini hissederiz. Gerçekten aşınan değerler mi yoksa bizim değersizleşmemiz midir? Yaşlandıkça, gücümüzü kaybettikçe,"Niye bu kadar çalışıyorum;buna değer mi?"dediğimiz anlar olur. İnsanın varmak istediği hedefle ,içinde bulunduğu durum arasındaki memnuniyetsizlik, her an farklı değer içerir.İsteklerimiz ne kadar sınır tanımaz olursa olsun insanın yapabilecekleri şeyler bellidir.

" Nereye giderseniz, siz oradasınız."

Hayat bir yolculuktur. Nerede ne zaman biteceği belli olmayan.Her insanın istekleri beklentileri farklıdır.İnsanın tek başına yaşama şansı yoktur. İnsanın kendini geliştirmesi,bir şeyler üretmesi toplum içinde mümkündür.Yaşarken ne iş yaparsak yapalım hepimizin bir öğrenci ve sürecin bir yol meselesi olduğunu kavramaktır.Serüvenin temel amacı ,öğrendikçe henüz bilmediklerimizin farkına varmak,gitmek için gitmek. Uzağa ,daima daha uzağa...Aslolan yola koyulmak.

Hayat yolunda yürürken ,"Hayatı öyle yaşa ki her an kendi kendinin elini sıkabilesin ve her gün faydalı olan hiç olmazsa bir şey yap ki gecelerin yaklaşır yaklaşmaz örtülerini üstüne çekip,kendi kendine :Ben elimden geleni yaptım." diyebilesin.