Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul Gönüllü Eğitimciler Derneği'nin (İGEDER) düzenlediği Erken Çocuk Eğitimi Sempozyumu'nda eğitim konulu geniş kapsamlı bir konuşma daha yaptı. Onun önceki eğitim içerikli konuşmalarını dikkatle dinlemiş, incelemiş ve yorumlamıştım.

Konuyla ilgili yetkilileri uyarıcı mahiyetteki ileri ülkelerdeki gibi meslek liselerini artırma ve dershanelerin kapatılması gereği hakkındaki konuşmalarıyla ilgili yazılarım, yazdığım gazetelerin arşivinde kayıtlı.

Bu sefer de benim 2011 yılından beri üzerinde ısrarla durduğum ve binlerce eğitimcinin desteklediği İş İçinde Eğitim Projemin içeriyle ilgili konuştu Sayın Cumhurbaşkanı, eğitimin muhtevası dedi! 17 yıllık eğitim süreci sonunda gençlerimizin ne kazandığı üzerinde durdu. Yerli ve millî bir eğitim felsefemizin olması gereğine de değindi ayrıca. Bizde öğretim var da eğitim yeterli değil dedi. Konuşmasını dinlerken heyecanlandım. Bana göre daha önceki konuşmaları hakkındaki yazılarımda dediğim gibi bu konuşmasını da muhalefetin millî bir sorun olarak görüp dikkate alması gerekir.

Meslekî eğitime ağırlık verelim, Batıyla rekabet edemezsek vagon oluruz dediğinde bunu en önce CHP'nin desteklemesi, haydi gelin yalnızca İmam Hatipleri değil bütün meslek liselerini geliştirelim, sizi destekleyeceğiz demesi gerektiğini vurgulamıştım.

Okul varsa dershane niye var dediği zaman, 30 yıldır buna neşter vuran bir devlet adamı olmadı, dershaneler okulların üstüne karabasan gibi çöküyor, bunun belgeleri elimde demiş, muhalefetin en yetkili ağzın bu konuda tavrına sahip çıkması gerektiğine dikkat çekmiştim.

Şimdi de muhteva diyor, yani müfredatların öğretime değil eğitime açılmasının gereğine dikkat çekiyor Sayın Cumhurbaşkanı, bana göre en önemli noktaya da şimdi değindi.

Eğitimin insanı iş becerebilir hale getirmesi lazım. Öyleyse işe odaklanması şart. Müfredatların kafa yormaktan başka işe yaramayan yığın bilgilerden arındırılması, öğrencilere oyun ve iş içinde eğitim verilmesi gerekiyor.

Millî ve yerli olanı, yani tarih boyunca bizim olan değerlerimizi müfredatlarımızın harcı yapmamız da çok önemli. Bu sayede Japonların başardığı gibi ileri ülkelerle yarışabilecek, çağla yarışan çağdaş Türkiyeyi kuracak kuşaklar yetiştirebilir, uluslararası sınavlarda son sıralarda kalmaktan kurtulabiliriz.

Allah aşkına, millet aşkına bu konuşmayı sadece eleştirmek için değil, yakın tarihimizin köy enstitüleri gerçeğinin mantığına göre yapıcı bir muhalefetle yönlendirmek için çalışsın herkes, özellikle de anamuhalefet! Eğitimin elinden iş gelen insanı yetiştirme aracı olduğu gerçeğinden hareketle madem öyle diyorsun haydi birlikte İş İçinde Eğitim, İş Öğreten Eğitim için iş birliğine gidelim; eğitim sorunumuzu siyaset üstü tutalım desin.

38 yılını bu yolda deney, gözlem ve araştırmalara adayarak eserler vermiş bir eğitimci olarak rica ediyorum, doğru ve önemli şeyler söylüyor Sayın Cumhurbaşkanı; ayrıca konuyla ilgili herkesi de göreve davet ediyor. Sorumluluk duygusuyla sahip çıkalım, uygulamalarda yanlışlar yapılmasın diye fikir üreterek kendisine destek olalım. Bir konuda bari iktidar muhalefet iş birliği yapsın ne olur! Eğitim derdimizin dermanı bu!