Nisan ayının ilk günleri iki önemli haftaya denk geliyor.
''Polis Haftası ve Kanser Haftası''
Polislerimizin haftasını yaşadığımız üzücü olaylar dolayısıyla maalesef gönül rahatlığıyla kutlayamıyoruz. Son günlerde gelen şehit haberleriyle bir tarafımız kırık, yüreğimiz buruk.
'Büyüyünce ne olacaksın?' sorusuna 'Ben polis olacağım' karşılığını çok duyardık.
Çocukluğumuzun gözde mesleği sanıldığı gibi kolay, herkesin uyum sağlayabileceği bir meslek değil. Bireylerin genel yapısıyla örtüşmesi gereken, sosyolojik ve kültürel anlamda toplumla bütünleşmesi gereken bir görev polislik.
Ekmek parasının karşılığı ülke menfaatlerini korumakla, çocuklarının nafakası karşılığı, toplumun huzurunu sağlamakla kazanılan saygın bir meslek.
Kendimizi zorda hissettiğimizde, onlar bizim güvenli limanlarımız.
Büyük bir sevgi var toplumda polislerimize; üniformalarıyla, güven veren duruşlarıyla, gece gündüz demeden yaptıkları özverili çalışmalarıyla, emin olun gönüllerde yer bulmuşlar.
Geçtiğimiz günlerde tramvayda yaşlı birisinin, kendisinden yaşça küçük polisimize yerini vermek istemesi ve 'Sizlerin mesaisi belli değil, yorgunsunuzdur buyurun oturun.' demesi çok hoştu.
Görevi esnasında her türlü riski de beraberinde taşıyor polislerimiz.
Şehitlikten dönerken şehit babasının sözleri hafızamdan çıkmıyor.
'Oğlumun şehitliğinden dolayı asla üzüntülü değilim, bilakis sevinçliyim. Şehitlerimiz olacak ki ülke ayakta kalacak, özgürce bu topraklarda dolaşacağız. Şehitlik mertebesini reddeden ülkelerin durumunu bugünlerde görüyoruz'
Böyle söylüyordu şehadet şerbetini içen polisimizin babası.
Her gün şehit haberleriyle sarsıldığımız dönemde bu sözler çok anlamlı.
'Allah kimseye evlat acısı vermesin.'
Çok söylenen bu sözü, ancak o acıyı yaşayan biliyor. Buna rağmen şehit babası yıllardır yaşadığı gerçekle dimdik ayakta ve samimi duygularla ders niteliğindeki bu sözleri sarf ediyor.
Ecdadının teslim edip, 'Sen nasıl aldıysan, o şekilde senden sonra gelenlere teslim edeceksin.' denilen topraklar burası. Bu uğurda verilen varlık mücadelesi bugün de sürüyor.
Şehidinin yeşerttiği onurlu duygularla yıllarca yaşıyor şehit yakınları.
Şehit oğlunun mezarından ayrılırken babanın söyledikleri düşündürücü.
Evet, hepimiz bu güzel ülke için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, ama polislerimiz ve askerlerimiz, emin olun ki bizden çok daha fazlasını yapıyorlar. Evinden,eşinden çocuklarından ayrı kalıyor, her şart altında kendilerine verilen görevleri büyük bir fedakarlıkla yapıyorlar, gerektiğinde vatan uğruna canlarını veriyorlar. Onlara minnettarız.
Ben buradan tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet geride kalan ailelere ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Yüreğimiz buruk da olsa tüm polislerimizin Polis Haftası'nı kutluyorum.