Gerek liselerde gerekse Gazi Üniversitesi'ndeki derslerimde gençleri iki temel anlayış üzerinde konuştururdum hep: Birincisi 'Yönetici sorun yaratmaz, sorun çözer.' diğeri de 'Doğru bilgi doğru yönetim' anlayışıydı. Yöneticilere yanlış yaptıranın hep çıkar hesaplarıyla yoğrulan yanıltıcı bilgi olduğu konusunda olay ve sonuç derlemeleri yapmıştı öğrencilerim. Bunu açık oturum ve münazaralarla kanıtlamaya çalışmışlardı hep. Başarılı yöneticilerin kendilerine güç verecek insan ilişkilerine girebilme becerilerini tespit etmiştik bu etkinliklerde.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Enver Yılmaz'ın bu ilişkileri dikkatimi çekiyor. Kendisini AK Parti'nin ilk yıllarında Genel Merkezde tanımıştım. O zaman da partisi içinde ciddî bir ağırlığı vardı. Her yöneticiyle iyi ilişkiler içindeydi. Görüyorum ki buradaki birikimini, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda da sürdürüyor. İşadamlarıyla, çeşitli makam sahipleriyle ve yurtdışı ilişkileriyle Ordu'ya nasıl daha iyi hizmet edebilirimin derdinde. Sanki Başkan değil de araştırmacı gazeteci gibi koşuşturup duruyor.

Geçenlerde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin'i ağırladı Ordu'da. Sayın Şahin de Enver Beyle aynı yapıda bir yönetici. Bunu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nda da göstermişti. Ordulular belki onun konukluğunu sıradan bir olay gibi görebilirler ama değil. Sayın Şahin, ülkemizde sanayisi gelişmiş ve yatırımcısı çok bir şehrin belediye başkanı. Ordu'daki değişimi gördüm diyor, eski Genel Merkez dava arkadaşının çalışmalarına dikkat çekmek için. Bu sözüyle de Ordu'yu yatırımcı işadamlarına tavsiye etmiş oluyor. Bu çok önemli.

Bodrum Yalıkavak Marinasını yapan Azeri işadamı da böyle bir tavsiyeyle gelmiş, görmüş ve o büyük marinayı yapmıştı. Şimdi dünyanın büyük işadamları lüks yatlarıyla gelip demirliyorlar o marinaya ve Yalıkavak binlerce kişiye iş kapısı oluyor yaz mevsiminde. Enver Beyin bu ilişkileri Ordu'ya bir yatırım davetiyesi niteliğinde bence. Başkanımızı kutluyorum.

Kendisine ilimizin sivil toplum temsilcileriyle de sık sık istişare etmesini önermek isterim. Niye? Çünkü onlar da halkla yakın temas halindeler. Mesela Ünye İkizce Çaybaşı Akkuş Çevresi Sivil Toplumun Sesi Platformu (ÜNİÇAP) kuruldu Aralık 2015'te. İlçe ilçe toplanıp istişareler yapıyorlar. Her toplantılarında güzel şeyler konuşulduğunun yakın şahidiyim. İstişareler ağızdan ağıza yayılıyor, ortaya doğru bilgi ve fikirler çıkıyor. Mensuplar birbirleriyle kaynaşıyorlar. Tıpkı Sayın Başkanın ülke genelinde istişare odaklı ilişkileri bu platformda da yürüyor. ÜNİÇAP modeli çok güzel bir tabandan fikir hareketi dayanışması. Sayın Enver Yılmaz, kendi yönetim anlayışının tezahürü olan bu modelin Ordu genelinde yayılması konusunda teşvik edici olmalı bana göre. Bu tür istişare ve dayanışma grupları memlekete yatırımcı gelmesine de iyi bir kaynaktır. Bu kaynağın içinden birine yakın bir yerli veya yabancı işadamının Ordumuza yatırım yapması pekala mümkün olabilir çünkü.

Yapıcı olmayan eleştirici, karalayıcı, çamurlayıcı yönetim anlayışı artık tarihin karanlıklarında kaldı. O anlayış yapmama, üretmeme, imar etmeme esasına dayalı. Çağımızda iflas etmiştir. Sayın Fatma Şahin ve Sayın Enver Yılmaz'ın model olduğu gibi istişare, üretim, imar anlayışının özendirilmesi lazım. Üst düzey yöneticilerimizin bu özendirmeyi yapabileceği inancımla değişim, gelişim ve uygarlık anlayışının mimarlarına yol açmaya çalışılmalı diyorum. O mimarların gelecek kuşaklara da aktarılmasını sağlayacak tarihe mal oluşlarının yollarını da bulmak gerekir. Milletçe bunu yapmalıyız. Çağdaş uygarlığı yakalamanın yolu istişare, üretim, imar yönetim anlayışını hayata geçirebilmemize bağlı.