Geçirdiği trafik kazasından
mucize eseri yaralı olarak kurtulan
CHP Samsun Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koçu
evinde ziyaret ettiğim sırada
tanığı bulunduğum
iki konuyu, siyaset yaptığını sananların
alması gereken dersleri hatırlatmak amacıyla sizlerle paylaşmak istiyorum...
Doktorlar, yoğun ziyaret nedeniyle
Koçun tedavisinin evinde
sürdürülmesine karar vermişti...
Ancak, bu kez telefon trafiği
artmıştı...
Sanayici Kazım Yılmaz ile birlikte gittiğimde, Devlet Bakanı Prof. Dr. Said Yazıcıoğlu, telefonda
Koça geçmiş olsun dileğinde
bulunuyordu.
O sırada CHP Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koç,
Sayın bakan, Çarşambanın Temurlu (Demirli) köyü
camisini, Diyanet Vakfının kaynağıyla yaptırmak mümkünse,
beni çok sevindirirsiniz
dedi.
Bakan, kısa süre sonra
kendisine bilgi vereceğini söyledi.
Aradan 2-3 dakika geçtikten sonra
danışmanı Metin Akbaş, Devlet Bakanı Yazıcıoğlunun
aradığını belirterek, cep telefonunu uzattı...
Ameliyat sızıları içindeki Koçun
yüzünde tebessüm belirmişti...
Bu ifade, caminin yapım işinin
tamam olduğunu anlatıyordu...
Koç, bir şey söylemeden
Cami işini hallettin hocam dedim...
Evet derken,duanın gücü ile
yaşadığı kazadan sağ kurtulmasının
ilişkisini sanki ortaya koymak istiyordu...
O araçtan sağ çıkmak bir mucizeydi...
Samsunda siyasi yelpazenin neresinde
olursa olsun, her kesimden insan
Haluk Koçu seviyordu...
Koç, Samsunda kısır siyasi çekişmelerin
ve tartışmaların içinde
küçük hesapların boşluğuna düşmemiş
adam gibi bir adamdı...
Devlet Bakanı Yazıcıoğlu ile
yaptığı görüşmeyi tamamladıktan sonra
önüne gazetelerde kendisiyle ilgili çıkan haberler ve geçmiş olsun
ilanlarının faksları getirilmişti...
ANAVATAN İl Başkan Vekili Av. Gürhan Gündüzün
geçmiş olsun ilanını okuduğunda
gözlerinin buğulandığını gördüm...
Merak edip ben de okudum, duygulandım...
Siyasette ayrı kulvarlarda
koşanların, birbirlerinin
ayağına çelme takmak için
olmadık çabaları gösterdiği bir ortamda,
böylesine içten ve samimi
sözleri ne kadar da özlemişiz...
Haluk Koçun evinde
tanıklık ettiğim iki konuyu,
özel olmadığı için sizlerle paylaştım...
Amacım, Kim ne ekerse, onu biçer
sözünün hayatın her alanında
her zaman geçerli olduğunu anlatmaktı...
Fakir fukaranın, garip gurebanın
hayır duaları onun
hurda haline dönen aracından
sağ çıkmasına,ailesi ve sevdiklerine
bağışlanmasına yardımcı olmuştu...
Ne demiştik?..
Kim ne ekerse, onu biçer...
Tekrar geçmiş olsun sevgili hocam...