Çoğu kez olmasını istediğimiz şeyleri sınırlandırırız. Kendi kendimize engeller koyarız.Bu önce düşüncede başlar;sonra eyleme dönüşür.Çok kolay başaracağımız bir işi bu yüzden başaramayabiliriz.Daha baştan mücadele azmimiz kırıldığı için sorunlar karşısında doğru çözümler üretemeyiz.

Ropar Bannister in hayali bir mil(1600metre civarı) koşusunda dünyanın en hızlı adamı olmaktı.O dönemde bir milin dört dakikanın altında koşulamayacağı düşünülüyordu. Hatta çeşitli dergilerde bunun mümkün olmadığı ,insan vücudunun buna dayanamayacağı yazıyordu.Tüm bu önyargılara rağmen Ropar Bannister ,1954 yılında bir mili, dört dakikanın altında koşarak inanılmazı başardı.İşin ilginç yanı bu rekordan sonra iki yıl içinde tam 213 atlet daha bir mili dört dakikanın altında koştu. Ne değişmişti? Sadece kafalarda oluşan engellerin kalkması dışında...

Edison, ne kadar büyük bir mucit olduğu söylendiğinde, şu cevabı vermiş: Ben iyi bir süngerim;fikirleri emer ve kullanırım. Fikirlerimin büyük bir kısmı; onları kullanmayı bilmeyen başkalarınındır.

Fikir bir benzin gibidir. Çok kişide benzin vardır.Fakat onu bir motora koyup çalıştırabilecek girişim, alevlendirecek kibrit yoktur.

Bir fil, bir tonluk yükü hortumuyla kolayca kaldırabilirmiş. Bir fil küçük ve güçsüzken ağır bir zincirle hareketsiz demir bir kazığa bağlanırmış.Ne kadar çok zorlarsa zorlasın zinciri kıramayıp kazığı yerinden oynatamayacağını keşfedermiş. Sonradan fil ne kadar büyük ve güçlü hale gelirse gelsin; yerde ,yanı başında duran kazığı gördüğü sürece hareket edemeyeceğine inanmaya devam edermiş.

Birçok akıllı yetişkin de sirkteki fil gibi davranır. Düşüncelere hareketlere ve sonuçlara hapsolmuşlardır.

Asla kendi koydukları sınırların ötesine geçemezler.