Geçmişte yaptığı hatalardan ders çıkarıp,
özür dileyen insan; doğruyu bulmak için
önemli bir adım atmış sayılır...
Böylelerini topluma kazandırmak ise;
özür dilediği ve bir daha tekrarlamayacağı
yanlışlarını,yüzüne vurmamakla
mümkündür...
Kur an-ı Kerim de de Örtün
demiyor mu?..
Ancak, kıskançlıkları
hastalık boyutuna ulaşmış olanlar,
değerleri görmez olmuş!..
Zavallılık da burada ya...
Alemi de kendileri gibi
sanıyorlar...
Anıl Ege nin öyküsüyle
başbaşa bırakıyorum sizleri...

* * *
Kasım Efendi, zabıt katipliğinden
emekli olduktan sonra
arzuhalciliğe başlamıştı...
Kasabada ona Abugat Kasım derlerdi.
Kasım Efendi, emekli memur olduğu için
geçim derdi pek yoktu. Kira, elektrik, su ve telefon giderlerini
karşıladığında kendini kazançlı sayardı.
Abugat Kasım ın, yazdığı dilekçelerden
sonuç almayan olmazdı.
Günlerden bir gün komşu kasabadan
eski bir meslektaşı kendisini ziyarete geldi. O da emekli olmuştu. Arzuhalcilik
yapmak istediğini söyledi.
Kasım Efendi, yanıbaşındaki dükkanın boş olduğunu belirterek, Gel komşu olalım dedi. Hatta, bazı büro malzemelerini
kendisine verebileceğini belirtti.
Mahmut Efendi, çok mutlu oldu,
dua ederek, ayrıldı...
Ertesi gün olduğunda,
Kasım Efendi, arkadaşı ile birlikte
kiralanacak yerin sahibine gitti, Mahmut Efendi; iyi bir arkadaştır, senin yerini kiralamak istiyoruz diye tanıştırdı. Ne iş yapacak ki sorusuna, Benim gibi arzuhalcilik yapacak dedi Kasım Efendi. Dükkan sahibi, Nasıl olur? diyerek şaşkın şaşkın baktı. Abugat Kasım, ne demek istediğini anlamıştı: Herkes rızkını yer Sadık Efendi...
Yazıhaneyi tutmuşlardı. Bazı büro malzemelerini de Kasım Efendi tedardik etti. Mahmut Efendi nin de daktilosu vardı. Telefon için de PTT ye müracaat edildi.
Abugat Kasım müşterisi yoğun olduğunda onları bekletmemek için arkadaşına gönderiyordu. Maksat,
vatandaşın işinin görülmesiydi...
Gel zaman git zaman
Mahmut Efendi, sağda solda Kasım Efendi nin aleyhinde konuşmaya başladı. O yeni çıkan kanunları bilmez diyerek söze başlar, Kasım Efendi için ağza alınmayacak laflar ederdi.
Kasabalı, Kasım Efendi nin ahlaklı biri olduğunu bilir, severdi. Garibanlara nasıl yardımcı olduğunu, onların dilekçeye yapıştırılacak pul paralarını bile cebinden verdiğine şahitti.
Ama Mahmut Efendi öyle değildi. Paragözdü. Bununla yetinmez,
dilekçesini yazdığı vatandaşların mahremiyetini ulu orta anlatmaktan çekinmezdi. Bu yüzden de işleri azalmıştı. Bu durum, Mahmut Efendi yi daha da azgınlaştırmış, akla hayale gelmeyecek sözler söylüyordu. Buna rağmen hiç kimse Kasım Efendi den arkadaşı hakkında bir kötü söz duymamıştı.
Mahmut Efendi nin bu hal ve hareketi,
adliyede de konuşuluyordu.
Olanları, Baba Kamil de duymuş,
birlikte çalıştığı Kasım Efendi ye
haksızlık yapılmasına üzülmüştü.
Öğle çıkışında Kasım Efendi ye uğradı. Hal hatır sordu. Kasım Efendi,
fakiri fukarayı kollayan, personeline adil davranan ve hapis cezası verdiği mahkum ailelerine yardım eden bu genç
hakime, büyük bir saygı duyuyordu. Baba Kamil, Mahmut Efendi ne yapmak istiyor böyle? diye sorduğunda,hiç ses çıkarmadı. Baba Kamil Biliyorum dedi ve Mahmut Efendi nin yazıhanesine doğru yöneldi.
Mahmut, o sırada yanındakilere hararetle bir şeyler anlatıyordu. Kasım diye lafını sürdürürken, karşısında Baba Kamil i gördü. Selam verip,
bir tabureye oturan Kamil Bey,
yazıhanede bulunanlardan izin isteyerek,
Mahmut Efendi ile bir şeyler görüşmek istediğini söyledi. Birkaç ipsiz sapsız adam, ok gibi fırladı yazıhaneden...
Baba Kamil, birkaç dakika suskun kaldı. Mahmut Efendi nin gözlerinin içine bakıyordu. Mahmut, kıpkırmızı kesilmişti. Kötü şeyler olacağından emindi.
Baba Kamil, İyi bir arzuhalci misin? dedi. Mahmut Efendi başını eğdi. Mahcuptu. Çünkü, yalan yanlış bilgilerle vatandaşların parasını söğüşlüyordu.
Kamil Baba, öfkeliydi. Namuslu insanlara çamur atılmasını hazmedemiyordu. Kıskançlık için harcadığın çabayı kanun kitaplarını okumak için verseydin, bugün işlerin de iyi olurdu diye çıkıştı. Bu da yetmez dedi, En önemlisi önce adam olacaksın...
Mahmut Efendi utanmıştı, sesini çıkaramadı. Baba Kamil, Ben de beklerim ama adam olduğunda diyerek, adliyeye doğru yol aldı...
Yazıhane adeta başına yıkılan Mahmut Efendi, geçmişi hatırladı. Kasım Efendi nin yaptığı iyilikler geçti gözünün önünden bir bir... Sonra da kendinin yaptıkları...
Ben adam değilimmmmmm diye
avazı çıktığı kadar bağırdığında
karşısında, çakmağını yazıhanede
unutmuş olan Baba Kamil vardı:
Şimdi gelebilirsin dedi Mahmut Efendi ye, Çünkü kendini biliyorsun ve adam olmayı istiyorsun!..
* * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Huzurlu ve sağlıklı günler dileğiyle...