Bilindiği gibi,

bu yıl Kut'ül Amare Zaferi'nin
100. yıldönümü idi...
Baştan söyleyeyim;
her yönüyle ibretlik
bir zaferi, tozlu raflardan
indirip, topluma yeniden hatırlatanlar,
çok önemli ve onurlu bir
iş yapmıştır...
Çünkü, bu milletin Kut'ül Amare'den
çıkaracağı çok ders vardır...
Bu zafer; Hintli Müslümanları
oyuna getirerek,
Osmanlı ordusu ile
savaştıran İngiliz emperyalizminin
gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır...
Dün Çanakkale'de
bugün de Ortadoğu'da
olduğu gibi...
Ölen de öldüren de
neden "Allahuekber" diyor ki?..
Bu zafer; Osmanlı için
bir destan; İngilizler için de
tarihleri boyunca
unutamayacakları
derin bir acıdır...
Bu nedenle de 1952 yılına
kadar "Kut Bayramı" olarak
kutlanan zafer,
Menderes Hükümeti'ne İngilizlerin
yaptığı yoğun baskı sonucu
kaldırılmıştır...
Bu girizgahtan sonra
gelelim asıl meseleye...
Söylenecek çok söz var elbette...
Bir kere "Kut Bayramı"nın
kaldırılmasını,
Mustafa Kemal ve İsmet Paşa'ya
fatura etmek isteyenlerin amacı,
tarihi çarpıtmaktır...
Nitekim, Halil Paşa'nın manevi oğlu Necdet Özgelen
AHaber TV'deki bir programda
şöyle sitem etmiştir:
"1950 yılından sonraki hükümetlere kırgınım"
Menderes Hükümeti,
İngiliz baskısı
görmüştür de
ondan sonraki
hükümetler bu sarmaldan kurtulabilmiş midir?..
Halkın oylarıyla seçilenlerin
darbelerle indirilişinin
arka planında,
yine bu güç odakları yok muydu?..
Son olarak, DSP-MHP-ANAP
Koalisyonu, AB uyum yasaları
nedeniyle
tarih kitaplarında
değişiklik yapıp,
Topal Osman'ın da
kitabesini sildirmemiş miydi?..
Ve AB'nin yetkili isimleri;
bu hükümet döneminde de
Atatürk fotoğraflarının
resmi dairelerden kaldırılması gerektiğini
söylememiş miydi?..
Aynı güç odakları, bugün de
yerli işbirlikçileriyle
Türkiye'ye boyun eğdirmek
istemektedir...
Geçmişle hesaplaşırken,
bugünü "pas" geçmek,
yarın için de bir tehlike işaretidir...
Gelin; genç kuşaklara,
Kahraman Osmanlı Generali Halil Paşa'nın,
İngiliz General Townshend 'in kuşatmayı kaldırması
karşılığında şahsına teklif ettiği
1 milyon sterlini
reddetmesinin altındaki
o yüce duyguyu anlatalım!..
Ardından da bu kez Osmanlı Devleti'ne verilmek
üzere İngiliz Casus Lawrence'nin
2 milyon sterlin
teklifine Halil Paşa'nın
verdiği cevabı,
daha yüksek sesle haykıralım!..
Paranın toplumsal değerleri
yerle bir ettiği bir ortamda;
"Haysiyet abidesi" Halil Paşa'yı hatırlatmak,
aynı zamanda da milli ve manevi ayarlarımızı
bozmaya kalkışanlara
bir "Osmanlı tokadı" olacaktır...
Birbirimize düşmeyelim!..