İstisnasız her cuma ve kandillerde

Müezzin ezanı okurken

Vaizler, ezanı dinlemeksizin vaaz ediyor.

Hangisini dinleyeceğini şaşırıyor millet.

Ezanı dinlemeye çalışsa,

Vaiz müsaade etmiyor;

Vaizi dinlemeye çalışsa

Müezzin müsaade etmiyor.

Anlayacağınız hem ezan sakıt oluyor

Hem vaaz, vaaz olmaktan çıkıyor.

Şöyle gönüllerimizin pasını silecek

Ezanı Muhammedîyeyi sakin sakin dinlesek

İçten içe namaza hazırlansak ne olur?

Sizce de her ikisinde yazık edilmiyor mu?

Ezanı dinlemek istiyoruz çok mu?

Bir diğer durumu paylaşmak isterim

Efendim malum ilk 4 Halifemiz

Hz. Ebubekir-Hz. Ömer-Hz. Osman

Ve Hz. Ali (Allah onlardan razı olsun)

İle beraber Peygamber Efendimizin

Ve de Cenab-ı Hakk'ın 'Allah' lafzı

Aynı sırada aynı düzlemde

Yan yana yazılıyor.

Şimdi Yaratan Cenab-ı Hakk'ı

Ne kadar değerli

Ne kadar önemli insan olursa olsun

Yarattığı insanlarla EŞİTLEMEK

Onlarla AYNI DÜZLEMDE YAZMAK

Yanlış algı ve anlayışlara alabildiğine açık,

Alabildiğine uyumsuz değil mi, sizce de?

Yaratan ile yaratılana anlam verirken

Dengeyi kurmak önemli olsa gerek.

Belki abartı gelecek birçoğunuza

Ama anlam dünyamızı

Kaybettiğimizin resmidir diyebileceğimiz

Bir anımla noktalamak istiyorum.

Kandil dolayısıyla camideyiz.

16 yaşında oğlum soruyor:

Baba, kubbeye kadar uzanan

Duvar köşelerindeki,

Mor ve gri renktekiler mermer mi?

'Çıkışta bakarız' diyorum.

Ve çıkışta beraber bakıyoruz.

Hayır, mermer değilmiş

Mermere benzetilmek istenmiş

Ustaca bir boyama

Ya da süsleme deyin siz ona.

Oğlum devamla soruyor:

Baba madem mermer değil,

Niye mermermiş gibi gösteriliyor?

Aldatmaya girmez mi?

Ben cevabımı verdim elbette

Ama sizin de bir cevabınız olsun isterim:

Camiler, 'miş' gibi yapılacaklar

Kalbi ve aklı kandıracakların yeri olmasa gerek.

Estetikten uzak diğer süslemeleri

Söylemeye bile gerek yok.

İbadetleriniz kabul

Sonunuz cennet olsun

Güzel günlere uyanın

Sağlıcakla kalın efendim.