Sürekli gündemimizde yer alan bir sorun kardeş kıskançlığı. Bu konuda ailelerin sorduğu genel soru; ''Çocuğum kardeşini kıskanıyor ne yapmalıyım?'' Bir çocuğun kardeşini kıskanması çok doğal bir duygudur. Kıskançlık duygusunu, karşıdaki kardeş olsa dahi kontrol edebilmek güçtür. Ebeveynler, çocuklarını her ne kadar eşit sevdiklerini dile getirmeye çalışsalar da bu duruma bir çözüm bulamadıklarından yakınırlar. Öncelikle, bu duyguyu bir problem olarak görmekten ziyade, ebeveynlerin çocuklarını anlaması gerekir.

Şöyle düşünelim; Çok sevdiğiniz, kimseyle paylaşamadığınız eşiniz bir gün eve bir başka kadın-erkek ile birlikte geliyor. Size her zaman sevgisinin aynı kalacağını söylüyor. Aileye yeni katılan erkek-kadının var olması, size olan sevgisini değiştirmeyeceğinden bahsediyor. Ancak bu saatten sonra hep birlikte yaşayacağınızı söylüyor. Ne hissedersiniz? Çocuk da kardeşi dünyaya geldikten sonra ilk olarak bunları hissediyor. Bu durumda ortaya çıkan kıskançlık duygusu sonucu, çocuk artık sevilmeyeceğini düşünüyor. Bu kaygı sonucunda, kardeşe duyulan yoğun öfke duyguları beliriyor. Bu öfke kimi zaman çocuğun kendisine yönelik, kimi zaman ailesine yönelik ve çoğu zamanda kardeşine yönelik olarak ortaya çıkıyor. Bu durumun tamamen doğal bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Peki, bu durumda neler yapılabilir?

Öncelikle, kardeşler arasındaki kıskançlık ya da rekabete pozitif yönden bakmak gerekir. Çünkü, kardeşler arasındaki rekabet, çocukları gerçek dünyaya hazırlayan ilk basamaktır. Doğum öncesi çocuğunuza gelecek kardeşten bahsedebilirsiniz. Bu süreç, çocuğun kardeşine hazırlıklı olmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda, çocuğunuzun odasını, yatağını değiştirecekseniz bunu bebeğin doğumu yaklaşmadan yaparsanız, yeni odasını veya yatağını benimsemek ve sevmek için vakti olur. Bu sayede de değişikliği bebeğe bağlamaz. Evdeki bebek hazırlıklarına veya bebek doğduktan sonraki alışverişlere, yapılacak işlere çocuğunuzu da dahil edebilirsiniz. Bu sayede kendisine verdiğiniz değeri ön plana çıkarmış olursunuz.

Çocuğa kıskançlık duygusundan dolayı suçlama, cezalandırma ya da yargılama yapıldığı takdirde, çocuğun öfke patlamaları çoğalacaktır. Kardeşler arasında kıyaslama yapılmamalıdır. Anne-babanın aralarında iş bölümü yapması gerekir. Anne kardeşle ilgilenirken, babanın diğer çocukla ilgilenmesi, çocuğun kendisiyle de ilgilenildiğini hissetmesi sağlanmalıdır. En önemlisi ''sen artık abla- abi oldun'' diyerek çocuğa gereksiz yere sorumluluk yüklenmemelidir. Bu sorumluluk çocuğun kimlik karmaşası yaşamasına dahi sebep olabilir.