Güzelim başkent Ankara'nın , her gidişimde biraz daha yok olduğunu görmek, beni çok üzüyor. Sağlık turizmine biraz katkıda bulunmak için uzunca bir süre Ankara'da kaldım.

Tunalı Hilmi Caddesi tükenip , bir kasaba görünümüne bürünmüş.
Paşabahçe mağazası caddeye prestij katıyordu kapanmış.
Eskilerden herkesin bir anısının olduğu , Flamingo Pastanesi kapanıp yerine bir dönerci dükkanı oturtulmuş. Pek sevdiğim Kavaklıdere Sineması çoktan yok edilmişti.
Tiyatroların kapılarına kilit vurulalı hayli zaman geçti zaten.
Her köşede dilenen Suriyeli çocuklar.
Tunalı Hilmi Caddesi'ni de kapatırsa hiç şaşırmam.
Dükkanlar boş . Alışveriş yok.
Esnaf , işlerin durgunluğundan mutsuz ve şikayetçi.
"Laiklik tartışmalarının yaşandığı ülkemizde, insanlar gergin ve tedirgin olmalı "diye düşündüğüm bir anda.
Tunalı Hilmi Caddesi'nde yürüyen iki genç kızın konuşmalarına kulak verdim.
Size bu konuşmayı aynen aktarıyorum.
"-üç senedir çıkıyoz hala evlenelim lafı etmiyo!.
-Amaaan ! .. Ben beş sene çıktım da ne oldu.
-Seviyorum dedi de ne oldu. Kaç kere boynuz attı.
-Evlendik olmadı gene akıllanmadı. Çocuk, mocuk olmadan yol verdik gitti sonunda.
-Olsun kız ! .. Herkese rezil olmaktansa evlenip ayrılayım daha iyi. "

Diyerek söylenen salınan genç kızlarımızdan bir kesit aktardım size.
Tam da kırık , dökük , tükenmiş caddenin ahvaline uygun bir diyalog.
Toplum kendi içinde birtakım sosyal sınıflandırmalar yapıyor.
Adeta bir nevi yargılama, yaftalama gibi acımasızca.
Dul , bekar , evlenmemiş , evde kalmış , boşanmış , kız , kadın vs. gibi.
Bir başka elit ve müstesna kavram daha var ki , yazmaktan hicap duyuyorum
"Müsait kadın... "
" Hiçbir dilde kadın için derlenmiş böylesine zengin bir literatür yoktur.
Sanki kadınlar için her şey evlenmek ve çoluk çocuğa karışmak.
Kadın , sanki salt kuluçka makinesi. Kadın sadece doğurgan bir meta.
Toplumda tabulaşmış bir kural adeta.
Bu sadece bizim ülkemizde geçerli.
Hal böyle algılandığından , genç kızlarımız da her yol mübahtır anlayışı ile her yola tevessül ediyorlar. Sonuç ise genellikle hüsran oluyor.
Yok olan kırılan hayaller , hüzünler...
Başka ülkelerde başka insanların böyle bir derdi yok.
Çünkü oralarda kadına sadece insan ve birey gözü ile bakılıyor .
Kadın, erkek eşittir Batılı ülkelerde.
Evlenme vaadi ile kandırılan, kullanılan ve harcanan kızlarımız.
Kandırıldıklarını anladıklarında her şey için çok geç oluyor.
Ancak aldıkları büyük travmayı ise hayat boyu yüreklerinde taşıyorlar.
Paslı bir madalyon gibi...
En önemlisi ise ayaklar altına alınan haysiyetleri , gururları ve onurları..
Bazen intiharlar hatta bazen ölümler ve hatta cinayetler.
Zaten şiddete meyilli ve kompleksli bir toplum olduğumuzdan gittikçe artan psikopat ve sosyopat eğilimli insanlar silsilesi haline getirildik ne yazık...


SOKAK HAYVANLARI İÇİN BİR KAP YEMEK BİR KAP SU
BİR KALP SEVGİ...