Şurası bir gerçek ki, bugünün Türkiye'sinde 'bir lider üç genel başkan' var. Genel başkanlar lideri dengeleyemiyor ve bu 'tek lider' olgusu, demokrasinin ya da başka bir ifadeyle parlamenter demokrasinin 'başkanlık sistemine' ya da daha net bir ifadeyle 'tek adam rejimine' dönüşmesini getiriyor.

Ben bu yazıyı yazarken üç genel başkandan birisi giderken diğeri geliyordu. Lidere sahip parti gerekliliği tartışılır değişimi bir şenlik içinde gerçekleştirirken, lidere hasret diğer iki parti hayati bir zaruret halini alan değişimi gerçekleştirememenin sancılarıyla kıvranıyor. CHP yerinde sayarken, MHP bölünmenin ve hatta kardeş kavgasının kritik eşiğinde bulunuyor.

Türkiye -hukuken adı ne olursa olsun- fiilen 'tek adam' rejimine girmiştir. Artık tüm gündem o 'tek adam' tarafından belirlenmekte, tüm kararlar o 'tek adam' tarafından alınmakta ve onun iradesi doğrultusunda -her ne kadar kongrelerde kullanılan oylarla yasallaşsa da- bizzat o 'tek adam' tarafından atanan genel başkanın/başbakanın başında bulunduğu hükümetlerce uygulanmaktadır. Uygulamada uyumsuz olan gitmekte/gönderilmekte uyumlu olacağı düşünülen gelmekte ya da getirilmektedir.

Türkiye'de bundan böyle Osmanlı'daki Yıldız Sarayı ve Bab-ı Âli örneğinde olduğu gibi birisi Beştepe diğeri de Çankaya olmak üzere iki merkez olacaktır. Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda alınan kararlar, oluşturulan politikalar Çankaya'daki Başbakanlık tarafından hayata geçirilecektir. Sultan II. Abdülhamit Osmanlı İmparatorluğu'nu Yıldız Sarayı'ndan 33 yıl müddetle aynı şekilde yönetmiştir. Yıldız Sarayı, bütün ülkeye hakimdir, Yıldız Postanesi Sultan'ın ülkenin her tarafıyla en seri ve doğru haberleşmesini sağlar. Mutasarrıflar, komutanlar ve elçiler tüm önemli olayları Bab-ı Âli'den(Başbakanlıktan) önce Yıldız'a bildirir, talimatı Yıldız'dan alır. Bab-ı Âli herhangi bir olayı 'Saray'a aktardığında çoğu zaman çok geç kalmış olur.

Abdülhamit Han, Yıldız'dan çıkmaz ama hem ülkenin hem de dünyanın her tarafından haberdardır. Sadece jurnal yağmaz Yıldız'a fotoğraf da yağar, üstelik de sadece imparatorluktan değil Avrupa'dan, Amerika'dan, Asya ve Afrika'dan kırk bin kadar fotoğraf vardır Yıldız arşivinde.

Yıldız Sarayı'nın insan kadrosu da Bab-ı Âli'den hem nicelik hem de nitelik olarak çok üstündür. Dönemin en seçkin gençleri Yıldız'a alınır, burada yetiştirilir. Günümüzün muhalefeti Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne sadece ruhsat ve maliyet açısından bakmış, külliyenin üstlendiği ve üstleneceği misyonun farkına varamamıştır. Bu satırların yazarı olarak biz bu konuya daha 15 Kasım 2015'te bu sütunlarda yazdığımız bir yazıyla dikkatleri çekmeye çalışmıştık.

Dün üç genel başkandan biri gitmiş diğeri gelmiştir ve hiçbir şey değişmemiştir. Türkiye'de hala 'tek lider ve üç genel başkan' vardır ve 'Tek Adam' artık Şevket Süreyya Aydemir'in Atatürk'ün hayatını anlattığı bir kitabın adı değil dünden itibaren Türkiye'nin kaderini belirleyen gücün adıdır.