Hayat, zaman ve mekanını bilemediğimiz beklenmedik,unutulmayan duraklarla dolu.
Tebessüm ettirenler kadar, hüzünlendirenleri de kaçınılmaz yaşıyoruz.
Açıkçası inişli çıkışlı grafiğiyle hayat düz bir çizgi değil.
Yedi yıl önce başlayan ve ilimize ülkemizin dört köşesinden gelenler. Bugün şehrimizin önemli bir kesimi, hastalıkları dolayısıyla ilimizde uzun süre konaklayan misafirlerinden bihaber.
Samsun'daki bu resmi elden geldiğince yansıtıp farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.
Şanlıurfalı dokuz yaşındaki Fatmanur'da bir buçuk yıl önce Samsun'a gelmişti. Çilesini sonradan öğrendiğim Akdeniz Anemisi hastalığıyla doğuştan bu yana mücadele ediyordu. Tedavinin olmazsa olmazının ilik nakli olduğunu bilen aile, geldiklerinde açıkçası biraz endişeliydi.
"Nakilden istediğimiz sonucu alabilecek miyiz?"sorusu içlerini kemiriyordu.
Bu dönemde geçecek her gün zordu Fatmanur için. Çünkü babası işi gereği Şanlıurfa'da kalacağından bu mücadeleye annesiyle devam edeceklerdi. Zor günlerini kolaylaştırmak ve kendilerini yalnız bırakmama adına ne kadar katkı sağladık bilemiyoruz. Kendisiyle uzun süre görüşemediğimizde mesajları düşüyordu telefonumuza. "Kenan amca sizleri özledim."
Akıllı ve bilinçliydi; kırmızı kan, trombosit, lokosit terimlerinin karşılığını biliyordu.
Kızımız hastane odalarından bir türlü kurtulamıyor, enfeksiyonlardan başını kaldıramıyordu. Ne zaman telefonla diyaloğa geçsek "hastanedeyiz" sözleriyle karşılaşıyorduk.
Bir gün öğle saati gelen haberle, Samsun'daki on beş ayın hatıralarıyla baş başa kaldığımız gerçeğini öğrendik. İstenmeyen,hiç beklenmeyen durak…Fatmanur hastalığa yenik düşmüştü.
Son nefesini teslim ettikten dakikalar sonra ailenin yanındaydık. Acıların paylaşılacağı saatlerde, bu acıyı yakın zamanda yaşayan başka bir aile de vardı. On dört yaşındaki kızları henüz bir ay önce lösemiye yenik düşen Bektaş ailesi de yanlarındaydı.
Sordular bize; "On sekiz yıl önce yaşadığınız o günü unuttunuz mu?"
"Unutmak mümkün mü? Her akla geldiğinde burnumuzun direği sızlıyor." dedim.
Bir tarafta bürokratik işlemler, diğer tarafta acıların paylaşımı.
Şanlıurfalı aileyi, en iyi şekilde memleketine uğurlamak için, olağanüstü çaba sarf eden Bektaş ailesi takdire şayan bir fedakarlık gösteriyordu.
Acıyı birebir yaşayan biliyor, "Ateş düştüğü yeri yakıyor'.
Fatmanur'un cansız bedeniyle ayrıldı Şanlıurfalı ailemiz Samsun'dan.
Kendilerine "Hayat devam ediyor, yaşamak için çok nedenlerimiz var." diyerek uğurladık memleketlerine, her ne kadar şu aşamada bu sözlerin bir işe yaramayacağını bilsek de…
Allah yardımcıları olsun mekanın cennet olsun Fatmanur…
İnsan zor günlerde dost edinirmiş.
Hayatın acıları az, tebessümleri bol duraklarında buluşmak dileğiyle...