İşletmeler profesyonel yaşamlarında takım olabilmek için fazlasıyla çaba sarf etmektedir. Bu uğurda değişik eğitimler almakta ve söz konusu eğitimler esnasında da değişik rol playler yapmakta ve çalışanlar arasında birlik beraberlik duygusunun pekişmesi için değişik aktiviteler düzenlenmekte ve yapılmaktadır. Bunlar arasında aynı yere adım atmak oyunundan başlayarak paintball aktivitelerine kadar birçok aktivite örnek gösterilebilir.

Organizasyonlarda tüm insanların aynı yöne doğru kürek çekmesi sağlanır ise şirket belirlenmiş olan amaca ulaşır. Aksi halde ulaşmayı bir kenara bırakın söz konusu amacın yanına bile yaklaşılmayacaktır.

Yöneticiler bunun için beraber çalıştıkları insanları iyi tanımalı, onların kişisel özelliklerini iyi bilmeli ve herkesin de birbirini iyi tanımasını sağlamalıdır. Birbirini iyi tanımayan bir ekibin başarı elde etmesi mümkün değildir. Ancak bu sağlanır ise piyasada son derece sert bir şekilde cereyan eden rekabetin karşısında ayakta durulabilir. Aksi halde söz konusu şirketin tarihin tozlu sayfaları arasında yerini alacaktır.

Birbirlerini tanımak ile kastettiğim şey şu. Beraber çalışan insanlar birbirlerinin neden hoşlandığını, neden hoşlanmadığını, doğum günlerinin ne zaman olduğu, hangi takımı tuttukları, hangi yemeği sevdiğini/sevmediğini, eşiyle neler yüzünden tartıştıklarını, yüzün asıkken asılmaya neden olan şeyi bilebilecek kadar tanımaktan bahsediyorum.

Bir yönetici elbette işinde uzman kişilerden oluşan bir ekip ile beraber çalışmak isteyecektir. Bu istenilmesi kolay ancak başarılması son derece zor bir durumdur. Bütün işletmelerde yapılan en büyük hatalardan bir tanesi takım içerisine hep yıldız oyuncuların transfer edilmesidir. Takımın yıldızlara tarafından oluşması estetik olarak çok güzel gözükecektir. Ancak tüm yıldızlar biraraya geldiği zaman ortaya iş çıkmayabilir.

Hatırlayacağınız üzere Fenerbahçe bir dönem dünya futbolunda son derece yetenekli futbolcuları biraraya getirdi. Sandı ki bu oyuncuları biraraya getirdiğinde başarı kendiliğinden gelecek. O sezon Fenerbahçe şampiyon olamadı. Çünkü tüm yıldızlar takımın kendisine çalışmasına alışık olduğu için ortada koşan bir takım olmadı ve doğal olarak da şampiyon olamadılar. Üstelik o sezon takımı çalıştıran teknik direktör de takımı yönetmekte zorlandı.

İşte tüm bunları biraraya getirdiğimizde ortaya çıkan temel kurallardan bir tanesi ise 2x2'nin her zaman 4 etmeyeceği kuralıdır. Reel hayat teoriden oldukça uzak. Teoride olabilecek gibi görünen her şey işin içerisinde olduğunuz zaman farklı gözükecektir.

Yöneticiler birbirlerini tanıyan insanları biraraya getirir ise bunun adı ekip olur. İşletmede çalışan insanlar, birbirlerini tanımadan çalışıyor ise bunun adı kadro olacaktır.

Satış her zaman yapılır ancak ekip her zaman kurulmaz.

İşte size cevaplamanız gereken soru geliyor. Siz ekip mi yönetiyorsunuz yoksa kadro mu?