Siyasetteki değişim
ve dönüşüm,
taşları yerinden söküyor,
ezberleri de bozuyor...
Mesela; geçenlerde Mesaj TV'de
Bağımsız Türkiye Partisi'nin
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk Sempozyumu"nu
canlı yayından izledim...
Bilim adamlarının;
Atatürk'ün bilinmeyen yönlerini
anlatmalarında
ve her "Bağımsızlık" ifadelerinde;
salonu hıncahınç dolduran başörtülü-başörtüsüz kadınlar
ve çember sakallı erkeklerin
coşkulu
alkışlarına tanık oldum...
Çeşitli üniversitelerden bilim adamları, Atatürk'ün "Milli Mücadele" yıllarında
bağımsızlığa ne kadar
önem verdiği ve
mandacılığa teslim olmak isteyen
yakın arkadaşlarına
neler söylediğini
anlatıyorlardı...
Adaletin; siyaset ve ticaretten
etkilenmemesi için
ilk Yargıtay'ın Sivas, ardından
Samsun ve Eskişehir'den
sonra Ankara'ya alındığının
anlatılması da
Atatürk'ün yargı bağımsızlığı anlayışına
önemli bir vurguydu...
Örnekler veriliyordu...
1936 yılında Atatürk'e
suikast girişiminde
bulundukları ileri sürülen
Ali Saip ve Çerkes Üzeyir adlı sanıkların
delil yetersizliğinden
beraat ettikleri
anlatıldı.
Mahkemenin, sorguların işkence ve şiddetle alındığına
suçlama için yeterli delillerin
elde edilemediğine hükmettiği; bu yüzden de
iki sanığa beraat kararı verdiği
büyük bir övünçle dile getirildi...
Salonda alkış tufanı koptu...
Yetmedi, İsmet Paşa'ya da
övgü yağdı...
1946 Genel Seçimleri'nde
Kütahya'da Demokrat Parti oyları,
dereye atılmıştı. "Açık oy, gizli tasnif" diye anılan
seçimlerde, DP'nin itirazı mahkemece kabul edilmiş,
karar CHP'nin aleyhine sonuçlanmıştı. Parti içinden gelen itirazlara karşı,
İsmet Paşa aynen şöyle demişti: "Ne güzel ya. Bu memlekette bağımsız yargı var"
İnanılacak gibi değil...
Sanki, eski yıllardaki
gibi bir CHP
etkinliğinde sanıyor insan kendini...
Gözlerinizi ovuşturmayın ya da
gözlüklerinizi değiştirmeye kalkışmayın!..
Bu bir rüya değil,
gerçeğin ta kendisi...
Merak eden "Geogle Hazretleri"ne
sorabilir!..
Atatürk'ü ve İsmet Paşa'yı
içtenlikle alkışlayanlar,
"Milli Ekonomi" diyen Prof.Dr. Haydar Baş'ın
genel başkanlığını yaptığı
partinin başörtülü kadınları ile badem bıyıklı ve çember sakallı
erkekleridir...
Bitmedi elbette...
Asıl söz, Prof. Dr. Haydar Baş'tan geliyor:
"Atatürk'e dinsiz diyenler Yunan ve İngiliz ajanlarıdır."
"Yeni CHP" yi aklınıza
getirdiğinizi
hisseder gibiyim...
Ve içinizden neler
geçtiğini de...
Ağzına sağlık Haydar Baş!..
Yeni CHP'li birtakım siyasetçilerin
söylemeye cesaret edemediğini
bir kere daha bu millete hatırlattığın için!..