Son on yıla sığan yüzlerce hasta evine yapılan ziyaretler.

Ve bu hasta ziyaretleri sonunda oluşan binlerce insanın memnuniyeti…

Tüm bu yapılanlar lösemiyle mücadelede toplumsal sorumluluğun bir gereği diye düşünüyoruz. Peki, bu ziyaretler neden yapılıyor?
Elbette bir talebin karşılığı ve toplumun kendi sorununa sahip çıkması için.
Geçtiğimiz günlerde bir toplantıda eleştirel dozlu bir yaklaşımla karşılaştık.
'Gittiğiniz evlere birkaç kez gidiyorsunuz. Tedavileri bitmiş ailelere giderken, tedavileri devam eden aileler, ziyaretlerden mahrum kalıyor.'
Halbuki önceliğimiz, tanısı yeni konmuş ve tedavi sürecinde olanlar.
Hani fakir fukara aileler tespit edilir ve erzak yardımı yapılır.
Bizim yaptığımız sanki böyle algılanıyor. Kesinlikle böyle bir hedefimiz yok.
Ev ziyaretlerini anlamsızlaştırmak isteyenlere takılmıyor, yolumuza devam ediyoruz.
Evet, gittiğimiz evlere birkaç kez gidiyoruz.
Evet, biz tedavileri biten lösemiyi yenmiş çocuklarımızın evlerine de gidiyoruz.
Elden geldiğince ziyaret edilenlerin farklı aileler olması yönünde çabalarımız var tabii ki.
Sahiplendiğimiz esas ilke 'Kapısı tıklatılmayan ev kalmasın.''

Ve bugün sadece Samsun değil, Türkiye'nin dört bir köşesinden ailelerle tanışıyor, onlarla diyaloglarımızı genişletiyoruz. Böylece ailelerle bütünleşiyor ve bir kartopu gibi giderek büyüyoruz.
İsteyen herkese yaptığımız çalışmaların önemini ve amaçlarını anlatırken, aslında bu amaçların kendiliğinden fark edilmesinden yanayız. Aile ziyaretlerindeki farkındalık yaratma çabamızı ve mesajları sağ olsunlar alan alıyor, bilen biliyor aslında.
Evlere giderken bir şeyler götürme amacımız olmasa da kesinlikle elimiz boş gitmiyoruz.
Ama bir yardım taşıma ekibi kesinlikle değiliz. Görüntüyü farklı algılayanlara, ziyaretlerimizin içeriğini görebilmeleri adına''buyursun bizle gelsin ve tabloyu yerinde görsün'' deriz.
O ziyaretler karşılıklı sevinçlerin, kaynaşmanın sebebi.
O ziyaretler hasta ailelerinin birbirlerini tanımasında önemli etken.
O ziyaretler lösemiyle ilgili karamsar duyguları ortadan kaldırıyor.
O ziyaretler, lösemiyi yenmiş çocuklarımızın tanınmasına katkı sağlıyor.
O ziyaretler, artık löseminin yenilebilir hastalık olduğunu gösteriyor
O ziyaretler, yedi yaşındaki çocuğumuza paylaşma bilincini veriyor.
O ziyaretler, 'Ben daha neler yapabilirim?' sorusuna karşılık buluyor.
Çok yönlü katkısı olduğunu düşündüğümüz aile ziyaretlerinin aslında ana hedefi tek.
O da''toplumsal farkındalık ve kültürel bilincin yerleştirilmesi''

Toplum hayatının koşturmacası içinde yaşam mücadelesi veren insanlar, bu koşuşturma esnasında kendi dünyasında göremediklerini, duyamadıklarını bir vesile ile görüyor ve farkındalık oluşuyor.
İşte bu gerçekleştiği anda dayanışma ve paylaşım kendiliğinden geliyor. Bu dayanışma ve paylaşım sonucunda oluşan sinerji de hepimize büyük bir huzur ve mutluluk veriyor.
Şu yalan dünyada aranılan başka nedir ki?

Kalın sağlıcakla.
[email protected]