İtelemek.

Sözlük anlamı; arka arkaya ve sürekli bir biçimde itmek.

Gazeteci-Yazar.

CHP'li eski vekil.

Hürriyet Gazetesi'nde çalıştığım yıllarda genel müdürüm olan Oktay Eksi sıkça kullanırdı.

Özellikle olumsuzluklarda.

Önemsemediği konularda 'itele' deyip geçiştirirdi.

Aslında doğrusu bu.

Saçma-sapan şeyleri önemseyip üzerinde durursan.

Üstesinden gelemezsen.

Üzer.

Kafa karıştırır.

Sinirlendirir.

En doğrusu 'itele' deyip, sallamak.

Sallayacağız da, öylesine gelişmeler oluyor ki, mümkün değil.

İlişkilendiriyor.

Dahil ediyor.

İtele diyemez hale getiriyor.

İster istemez kendinizi içinde bulmak zorunda kalıyorsunuz.

AK Parti iktidarını eleştirmek rahatsızlık veriyor.

İtele, diyesim geliyor.

Olmuyor.

Zorla, yaz dercesine.

Havaalanında 44 şehit verdik.

İçimiz yandı.

Her birimiz öfkelendik.

Tepki koyduk.

İktidarı beceriksizlikle suçladık.

Artık miadını doldurduğu gerçeğine parmak basmak zorunda kaldık.

Sürekli hata yapan.

Ne yaptığını bilmeyen bir iktidar, bu ülkeyi yönetiyor.

Her geçen gün biraz daha ülkeyi batağa sürüklüyor.

Diyeceksiniz ki, hatalarına yer ver.

Haklısınız ama hangi birine yer vereyim.

Doğrusu yok ki:

Son hata.

Şehitlerimizi toprağa verdiğimiz gün açılış yapmaları.

Adeta şehitleri unutturmaya çalışırcasına.

Kabullenilecek şey mi?

Birkaç gün sonra olsa, olmaz mıydı?

Olurdu.

Olurdu ama bir kere şirazesinden çıktı.

Dönmeleri mümkün değil.

Bu böyle biline.