15 Temmuz ülkemizi bölme/parçalama girişimini büyük bir ölçüde atlatmış olsak da ikinci ve üçüncü aşamalara hazırlıklı olmalıyız. Konunun uzmanları, ekonomi ve dış yaptırımlar ile üzerimize gelinmeye devam edileceğini ifade ediyor.

Dış basında çıkan değerlendirmeleri takip ettiğimizde; demokrasi havarilerinin nasıl da teröristleri ve bölme/parçalama girişimlerini masumlaştırmaya çalışan ifadeler kullandıklarını, demokrasiden bahsetmek yerine ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalıştıklarını görebiliyoruz.

Haklı davamızı tüm dünyaya anlatabilmek için her platformu değerlendirmek, yoğun bilgilendirme çalışmaları yapmak, resim sergileri ve kısa kısa filmlerle bu çalışmalara görsel altlık oluşturma zorundayız.

Geçen hafta ziyaret ettiğim Samsunumuzun üreten yüzlerinden ikinci kuşağın yönetimine geçmiş bir üretim kuruluşunda ekonomiyi, teknolojimizi konuştuk. İyi bir eğitim aldığı konuşmalarından ve değindiği konulardan anlaşılan ikinci yönetici kuşak, babasının beklenilmeyen ölümü üzerine yönetimi devir almış.

Bir yandan şeffaf yönetim, katılımcı yönetim oluşturmaya çalışırken, bir yandan da veri madenciliği çalışmalarını başlatarak firmanın network yapısını güçlendirmeye yönelmiş. Yönetimi devir aldıktan sonra 2015 yılında kuruluşundan bu yana en yüksek ciroyu yakaladıklarını söylerken; yaşadığı mutluluk gözlerinden okunuyordu.

Fabrika yatırımı esnasında Samsun'daki arsa maliyetlerinin yüksekliği, nitelikli ara teknik eleman sıkıntısı, haksız rekabet, finansal kaynaklara erişimin zorluğu ve yüksek maliyetler başlıca konularımız oldu.

Fırsat oluşturdukça biraraya geldiğim Samsunumuzun üreten yüzlerinin sorunları ya birbirinin aynı ya da benzerlikler içeriyordu. Anlayacağınız sorunlar ülke geneliyle bire bir aynıydı.

İşimize bakmalıyız.

Sorunların üzerine gidip ortak çözüm yollarını arayıp bulmalıyız.

Cambaza bakmaktan kaybettiğimiz zamanlar, yitirdiğimiz canlar geri gelmiyor.

Dünya aynı hızıyla dönüyor.

Bir an önce işimize odaklanmalı, katma değeri yüksek ürünler üretebilmeye, inovasyon yapabilmeye, ihracatımızı ülkeler bazında çeşitlendirerek artırabilmeye çalışmalıyız.
İçerisinde bulunduğumuz orta gelir tuzağından çıkabilmenin tek yolu bu.

Biz, orta gelir tuzağından çıkamadığımız sürece; dış ekonomik müdahalelere ve yaptırımlara karşı daha açık konumda oluyoruz.

Elele verip birlik olalım , orta gelir tuzağını birlikte aşalım.