Ülkenin gündeminde

genel bir "af" yok ama
5-6 yıllık cezaları kalanlara
denetimli serbestlik
var...
İster "af"
isterse
"denetimli serbestlik"
olsun,
içinde bulunduğumuz şartlar;
yeni düzenlemeleri
zorunlu kılıyor...
Neden mi;
bakın anlatayım...
Bundan 6 ay önce
yapılan bir açıklamada,
361 sivil cezaevinde
184 bin
mahkum ve tutuklunun
bulunduğu,
koğuşlardaki sorunun
yatak sayısı artırılarak,
çözüm arandığı
belirtilmişti...
Yani, cezaevleri
FETÖ operasyonlarından
önce de
tıklım tıklımdı...
15 Temmuz'daki o karanlık gecenin
ardından tutuklamalar
hızla devam ediyor...
Gelen bilgilere
göre, cezaevi koğuşlarında "balık istifi" durumu
var...
Yapımı süren
cezaevleri tamamlansa bile
sorunun çözümlenmesi
mümkün görünmüyor...
Hükümet de bunun farkında olduğu için
yasal düzenlemeler konusunda
bir çalışma yapıyor...
Irza geçen, kasten adam öldüren, silahlı ve bombalı
terör olaylarına karışan,
yolsuzluk ve sahtecilik yapanlar
dışında,
"Kader mahkumu" olarak
nitelendirilenlerle
20 yıl ve üzerinde
cezaevinde yatıp,
tahliyesine 3-5 yıl kalanların
"denetimli serbestlik"
uygulamasıyla
salıverilmesi,
kaçınılmaz gibi...
Sorun yok, varsın olsun!..
Kendi hatalarının cezasını
çeken kader mahkumları mı
yoksa masum insanlara iftiralarla kumpas kuran,
demokrasiyi askıya almak için darbe girişiminde
bulunan, milletin silahını millete doğrultan
emperyalizmin uşağı
FETÖ mensupları mı daha tehlikeli?..
Bu soruyu sormam
bile "abes" sayılır!..
O zaman,
kader mahkumları dışarı,
hainler içeri...