Türkiye'de "Algı" denilen bir oyun hamuru var.

İsteyen istediği şekli verebiliyor.

Önemli olan, sürecin gerektirdiği hamleyi zamanında yapabilmek.

Geçmişte olduğu gibi, bugün de.

Merhum Necmettin Erbakan gibi aykırı cümleler kuranı bir defaya mahsus olsun dinlememek.

Bütün sorun bu.

Hatırlayın;

Ülkede ilkokulunu 1973 yılında İzmir'de açtı Gülen.

80 darbesinin ardından kuşkulu ve gergin halkı yatıştırmak için cemaate yönelen Evren cuntasının tutundukları yegane dal olmuştu.

Ardından geçen yıllarda 60'dan fazla ülkede sürdürdüğü okul açma geleneğine o zamanki Türkiye gerçeklerinde neredeyse hepsi merhum olan Türkeş'inden, Yazıcıoğlu'na, Özal'ından, Ecevit'ine, Demirel'ine tüm liderler methiyeler düzmüş, parti mirasçılarının çoğu, bu övgü geleneğini devam ettirmişti.

O süreçte Gülen hareketine karşı aykırı cümle kuran sadece Necmettin Erbakan'dı.

Gülüp geçildi.

Yıllar sonra Devlet Bahçeli'ye, Kamer Genç'e yapıldığı gibi.

Algı denen oyun hamuru, bu yönde şekil alması gerekiyordu.

Öyle yapıldı.

Siyonizmin olmazsa olmazı algıya istediğin şekli verebilmek, ülkemizin acılara açılan kapısı oluyor maalesef.

Bütün bunlara ihanetin içimizden çıkması, ipleri başkasının elinde olan kuklaların bir türlü kana doymaması acıları gündelik hayatımızın bir parçası yapıyor.

Demokrasiyi var edebilmek adına ölüme yürüyen koca yüreklerden sonra, Doğu ve Güneydoğu'dan şehadet haberleri birbiri ardına gelmeye devam ediyor.

PKK denen kahpeliğe ilk şehidimizi günümüzden tam 32 yıl önce verdik.

15 Ağustos 1984, 32 yıl önce Komando Er Süleyman Aydın.18 Ağustos 2016 Van, Elazığ, Bitlis…

Başsağlığı dilemekten, başımız sağ olsun demekten yorulmadık mı?

Masumun başının sağlığı için, mazlumun başı alınmalıysa beklenen nedir?

Nedir bu sağır sabır?

Nasıl bir bıçaktır ki dayanmadı kemiğe?