Ata yoluna davetimin gereği Şeyh Edebalî'nin Osman Beye öğüdünden hatırlatmalar:

'Oğul, (…) Unutma ki yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.(…)

Ey oğul! Artık Beysin…Bundan sonra öfke bize, gönül almak sana; suçlamak bize, katlanmak sana; acizlik, yanılgı bize adalet sana; kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize bağışlamak sana…

Ey oğul! Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana; üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana…'

Niye bu hatırlatma? Ne zamandır halkın muhayyilesine nüksetmiş bazı soruları yüksektekilere ulaştırmam isteniyor. Halk arasında konuşulanlardan derlediğim soruları, göz önündeki siyasetçilere iletmek istedim Şeyh Edebali'ye sığınarak. Kişisel hiçbir art niyet, suçlama-karalama amacı taşımadığımı özellikle vurgulamak isterim.

İlk soru eğitimle ilgili ve anamuhalefet partisi genel başkan yardımcısı Sayın Seyit Torun'a:

Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanken meslek liselerine ağırlık verme konusunda şunları söylemişti:

'Biz dünyayla rekabet edemezsek vagon oluruz. İleri ülkelerde meslek liseleri % 70 bizde % 30. Bunu tersine çevirmeliyiz.'

Bu sözlerin doğruluğu halk arasında kabul gördü, partinizin kurduğu köy enstitüleri felsefesine de uygundu. Partiniz ileri gelenleri neden bu sözleri fırsat bilip onu sözlerinin gereği konusunda ciddî bir takibe almadı? Şimdi Genel Başkan Yardımcılığına geldiniz, halk eğitim işlerinin uzlaşmayla çözülmesini istiyor, bununla ilgili ihmali gidermek için hazır Yenikapı ruhu da oluşmuşken genel merkeziniz düzeyinde bir yeni girişim düşünür müsünüz?

Başbakan Yardımcımız Sayın Numan Kurtulmuş:

Ordu televizyonları ortak yayınında, çok fazla aday adayı olduğu gündeme gelmişti. 'Bu bizim kabul gördüğümüzün delili, çok aday olması elimizi de güçlendirir, bürokrasi için de eleman lazım dediniz.' Halkın hoşuna gitti bu sözünüz. Sözünüzün gereğini yapabildiniz mi, bürokrasiye bölgenizden kaç aday adayı göreve getirdiniz?

Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Enver Yılmaz' a da iki ayrı soru:

TEDES'ten değil, kurucu şirketin kar payı almak için elektronik tuzak kurduğundan dertli halk. Örneğin 70 hız sınırındayken yeşil ışık yanıp sönüyor, sürücü % 10 toleransı düşünerek kırmızıya kalmayayım diye azıcık gaza yükleniyor ancak 77'de kalamıyor, 78 oluveriyor. Cihaz çekiyor hemen. Bunun gibi çok değişik örnekler dinledim. Ankara'da oturan Fatsalı yüksek makam sahibi bir vatandaş 3 kez böyle benzer tuzağa düştüğünü anlattı cemiyet içinde. Ankara'da şehir içi hız sınırı 82, toleransıyla 90 oluyor. Beyanınıza göre siz de bunu istemişsiniz de Karayolları kabul etmemiş. İyi de Ordu başka karayollarına mı bağlı? Genel Müdürlük bir değil mi? Hak aranamaz mıydı? Sayın Başkanım, kimse trafik kazalarının önlenmesi konusundaki tedbirlere karşı çıkmıyor, çıkmamalı ancak bu bilimsel çok yönlü bir sistem kurmayı gerektiriyor. Bu köşedeki 'Trafik Sorunumuz' adlı yazım hala kayıtta. Halktan çok beğeni mailleri de aldım. Böyle bir araştırma yazısı ve daha başka çalışmalar da varsa onlarla da ilgili üst düzeyde bir girişim düşünür müsünüz? Çalışkanlığınızı burada da görmek istiyor insanlar.

Bir de Ünye, İkizce, Çaybaşı, Akkuş muhtarları sizden daha fazla ilgi bekliyor. Yerine getirir misiniz? Sayın Cumhurbaşkanımızın muhtarlara ilgisi malum!

Gönlüm soruların ciddîye alınması ve cevaplarıyla yayınlanmasından yana, umarım öyle olur.

Bu arada Vekilimiz Sayın Ergün Taşçı'yı da her telefona baktığı veya mutlaka geri döndüğü için tebrik ediyor, bütün siyasetçilere örnek gösteriyorum.

Yenikapı ruhunun devamıyla herkese birlik, beraberlik, uzlaşma huzuru diliyor; bütün insanlarımızın bayramını kutluyorum. Fitne, fesat, kavga, çatışma ve tüm kötülükler kurban edilir ve milletimizden uzak olur inşallah!