Köşe yazarken zorlanmak bu olsa gerek. Maçı çıplak gözle canlı izledik. Ne yazalım ne çizelim bilemiyorum artık.
Elindeki malzeme belli... Çok şey bekleyemiyorsun...
Korukır'ın istifasından sonra birçok hocanın ismi geçmesine rağmen netlik kazanamayan teknik direktör bilmecesi.
Hataları yanlışları kaleme alınca, dönüyoruz dolanıyoruz sakız gibi aynı konuları geveliyoruz.
Nedir bunlar?
Gerek geçmişte, gerekse şimdi zincirleme yapılan yönetimsel hatalar. Kimse geçmişten ders çıkarmıyor. Artık çıkarmıyor mu, kimsenin işine mi gelmiyor onu da anlamış değilim.
Beşinci haftaya girilirken; Boluspor deplasmanının farklı bir önemi ve zorluğu vardı. On sekizinci sıradan kurtulmak için puan ya da puanların hesabı, son sırada olmanın psikolojik etkisi ve ligin başından beri gol atamamanın stresi vardı oyuncuların üzerinde.
Hiçbir oyuncuyu eleştirmek istemiyorum, hepsi kendilerine verilen görevi farklı mevkilerde de oynatılsalar bile iyi mücadele ederek aslanlar gibi savaşarak yerine getirdi.
Haftalardır sıkıntımız nedir? Gol atamamak...
Bu maç üzerinden konuşmamız gerekirse, Alperen'in ileri uçta yalnız kaldığını gördük. Özellikle Enes Keleş gibi yetenekli çalışkan oyuncunun daha erken oyuna girmesi ve Alperen'e yakın oynaması gerekirdi.
Burhan gibi hızından faydalanabileceğimiz gol yollarında tehlike yaratacak bir oyuncunun sol bek oyuncusu olarak sahada yer alması, hücum hattında etkisiz kalmamızın nedenlerinden biriydi.
Kenan Yelek bu takımı iki sezondur en iyi bilenlerden. Hem Ümit Özat'ın hem de Engin Korukır'ın yardımcılıklarını yaptı. Özat'ın gidişi sonrası takımın başında çıktığı ilk maçta Özat'ın çok eleştirilen hatalarını kendisinin de uygulaması tepki çekmişti.

Korukır'ın gidişiyle takımı sahaya süren Kenan Yelek'in yaptığı oyuncu dizilişine anlam veremedim açıkçası. Sizce doğru mudur bilemem ama, bana göre doğru olsaydı seksen dakika boyunca oyunun hakimi Boluspor olmazdı. Diziliş ve değişiklik zamanlamaları doğru ve yerinde olsaydı, biz de oyuna daha erken ortak olurduk.

Mücadelelerinden dolayı başta genç oyuncularımızı ve tüm takımı kutlarım. Mustafa Sevgi'nin de tam bir lider olduğunu, kaptan olmadığı halde takımı toparlama ve motive etme adına tam bir ağabey olduğuna bir kez daha şahit oldum. Mevcut birinci ve ikinci kaptanın da aynı özellikleri taşıdığını ve uyguladığını düşünmüyorum. Kaptanlık görevini verenlerin hangi kriterler üzerinden verdiklerini de bilemiyorum.

Haaa... Bu arada korku ve endişemi de belirtmek isterim. Eğer yönetim kulübün yönetimsel kısmında esnek davranırsa, ocak ayında transfer yapacağız derken, elimizdeki bazı oyuncuları kaçırıp kaybedebiliriz. Futbolcudur alacağı paraya bakar, gelen teklifleri değerlendirir. İş ve ticari hayatınızda sizin için para ne kadar önemliyse, onlar için de önemlidir sonuçta onların da ekmek parası. Benden söylemesi...
Bu taraftarın daha fazla acı çekecek ne hali ne de sabrı kaldı. Çevre illerden ve Samsun'dan gelen taraftarlarımızı kutlarım. Beş haftadır kazanamayan bir takımın taraftarı, oyuncusuna tepki değil tribüne çağırarak alkışla moral verdi. İşte o taraftar topluluğu büyük Samsunspor taraftarıdır helal olsun size.