Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Sayın Mehmet Görmez'in aylık Altınoluk dergisinin Ağustos 2016 sayısında yayımlanan mülakatında çözümleriyle birlikte İslam dünyasının sorunlarına dikkat çekmişlerdir.
Son derece önemli ve zaruri çözümler önermişlerdir.
Tespit ettiği önemli sorunların başında İmam Hatip ve ilahiyat fakültelerinin kalitesidir.
Şöyle diyor: 'İmam Hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerinden mezun olan arkadaşlarımızın 'din gönüllüleri' için yeterliliği yeterli midir, değil midir?
'Bu noktada dünya o kadar hızlı değişti ki, yeterliliklerimiz yetersiz gelmeye başladı' diyor Sayın Hocamız.
Peki, çare nedir?
Çare, ' Onun için benim şahsen bir hülyam, bir muradım var. O da şudur, bir defa bütün mihrap görevlileri ilahiyat fakültesi mezunu olsun. Yüksek eğitim alsınlar.Ama bu yüksek eğitime biz diyanet akademisi kurarak , fakülteden sonra bir akademi tahsili görsünler. '
'Bu akademi tahsili sadece fakültedeki bilgilerin pekiştirilmesi, usul vesaire gibi konuları değil, bunun yanında gerçekten o mihrap gönüllüsünün kazanacağı ahlaki hamideyi kazandıracak bir yol ve yöntem bulmalıyız.'
İslami değerleri cemaatleriyle paylaşacak din gönüllüleri için de şöyle diyor Sayın Görmez:
'Bu ruhu verecek ek eğitimlere ihtiyacımız var. '
'Bunun için ilahiyat fakültelerinin müfredatını üçe ayırmak gerektiğini düşünüyorum.'
' Öğretmen yetiştiren, imam- vaiz- müftü yani din gönüllüsü yetiştiren ve mütehassıs alim yetiştiren.'
'Birisi ilahiyat fakültesinden sonra bir milli eğitim akademisiyle bir muallim ve bir müeddib (edebi ve ilmi birleştiren bir insan) kişiliği verilmeli. Bir de alim yetiştiren İslam akademisi olmalı. Aksi takdirde biz bütün bunları bir meslek olarak görüyoruz.'
Sayın Görmez Hocamızın bu sözleri çok, çook geç söylenmiş sözlerdir.
Görevlilerimiz hep yüksek eğitim alsın diyoruz ama hutbe adına verilmiş bir metni minberden okuyamayanları imam olarak tayin etmeye devam ediyoruz.
Sayın Görmez, ' Din Görevlisi' adını da tartışmaya açar gibidir. Biz de bu ad üzerinde durmuştuk. Bunu bizzat görevlilerimiz yapmalıdır. Camiler resmi daire değildir diye düşünüyoruz.
Son derece önemli bulduğum bu mülakata devam umuduyla selam ve sevgiler…